Somada yaşanan maden felaketinin ardından geride kalan eşlerin ve çocukların psikolojik destek almaları gerektiği belirtildi.
Travma yaşayan çocuğa güvende olduğunu hissettirmek gerektiğini belirten Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Psikolog Yrd. Doç. Dr. Berrin Özyurt, Çocuğa karşı yanlış müdahale ve davranışlar, travmanın tetiklenmesine sebep olabilir derken, Yrd. Doç. Dr. Ilgın Başaran ise Çocuğa ölüm olayıyla ilgili olarak durumu net açıklayan bilgiler verilmesi gerek diye konuştu.
Yaşanan travmanın yetişkinlerde de günlük yaşamlarını etkileyen olumsuzluklara yol açabileceğini vurgulayan psikologlar, bu durumun uzun sürmesi halinde uzmanlardan yardım ve destek almaktan çekinmemeleri önerisinde bulundu.Travmanın duygularda ani değişiklikler yapabileceğini belirten psikologlar Yrd. Doç. Dr. Berrin Özyurt ve Yrd. Doç. Dr. Ilgın Başaran, Bu durumdakiler, çok uyuyabilir ya da hiç uyumayabilir, çok yiyebilir ya da çok iştahsızlık çekebilir. Sosyal anlamda dış dünyaya ilgisizleşme hali olabilir. Tepkisizlik ya da tam tersi aşırı tepki, öfke hali görülebilir. Bu gibi sarsıcı ve üzücü olayların ardından, ilk günlerde ve ilk haftalarda bu ve benzeri belirtileri yaşamak normal kabul edilir diye konuştu.
Destek uzun süreli olmalı
Psikolojik ve pedagojik desteğin birkaç günlüğüne değil, uzun süreli ve sürekli olması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Berrin Özyurt, babalarını ve yakınlarını kaybeden çocukların korku içinde olacağını, bu nedenle onları cenaze defin işlemlerinden uzak tutmak gerektiğini vurguladı.Travma konusunda uzman olmayan kişilerin istemeden de olsa travmayı tetikleyebileceğinin altını çizen Özyurt, şu görüşleri dile getirdi:
Toplu ölümlerin olduğu durumlarla karşı karşıya kalmak, travma yaratan bir durum. Bu, çocuklar için daha da zor. Bu durumda kalıcı hasarlar bırakmamak adına çocuklara nasıl davranmamız gerektiği çok önemli. Çocuğun en kısa zamanda eski hayatına benzer bir yaşam düzenine dönmesi önemlidir. Bununla birlikte çocuğun düşüncelerini anlamaya çalışmak, ona mümkün olduğunca net bilgiler vermek, güvende olduğunu vurgulamak, olumlu ve ileriye dönük bir bakış açısı oluşturmak, sevdiği ve güvendiği bir yetişkinle birlikte zaman geçirmesini sağlamak ve en önemlisi korku ve kaygılarını anlamaya çalışarak duygularını ifade etmesine izin vermek gerekir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da konuyla ilgili bilgisi olmayan kişilerin olaya müdahale edip yardımcı olmaya çalışmamasıdır. Yanlış davranışlar, travmanın tetiklenmesine sebep olabilir.
Her çocuğun tepkisi farklı olabilir
Ölüm karşısında her çocuğun farklı tepkiler verebileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özyurt, ölüm olayının çocuklarla nasıl anlatılacağına ilişkin önerilerde bulundu. Sevilen birinin ölümünün ardından, geride kalanlar için en zor işlerden biri, bu konuyu çocuğa söylemektir. Ne yazık ki bu felaketin canlı şahidi olan çocuklarımız, bu sorunla baş edemeyeceklerinden endişe edebilirler. Akıllarına Bana şimdi kim bakacak?' sorusu gelebilir. Her yaşta farklı olan zihinsel ve duygusal gelişim, ölüm konusunu anlamak ve anlatmak konusunda da farklı yaklaşımlar gerektirir. Okul öncesi dönemdeki çocuk için ölüm, bizler için ifade ettiği anlamı taşımaz. Bu yaştaki çocuklara ölümü tarif etmek artık yanımızda olmayacağı, ona dokunamayacağımız ancak onu sevmeye devam edeceğiz şeklinde anlatılabilir. Çocukların sorularına cevap verilmeli ve çocuğun hazır olmadığı açıklamalar yapmamaya dikkat edilmeli. Ayrıca asla 'Güçlü olmalısın, ağlamamalısın, sen ağlarsan o da üzülür gibi sözlerle neler hissetmesi, neler hissetmemesi gerektiğini söylememeli. Hepsinden de önemlisi psikolog veya pedagog gibi uzman ellere teslim edilmeli diye konuştu.
Açık ve doğru açıklama yapmalı
Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ilgın Başaran ise kayıp yaşayan çocuklara nasıl davranılması gerektiği konusunda da ailelere önerilerde bulundu:
- Çocuğun duyguları, düşünceleri ve kaygıları dikkatle dinlenmeli ve karşılaştığı durumla ilgili yaşına uygun açık ve doğru bir açıklama yapılmalı.
- Çocukların yasa neden olan durum karşısında duygularını ifade etmesine ve rahatça durum hakkında konuşmasına izin verilmeli.
- Hayvan ve bitkilerin ölümünden yola çıkarak çocukların ölüm hakkında daha çok bilgi sahibi olmasına yardım edilmeli.
- Çocuğa ölüm açıklanırken; uyku, uzun bir yolculuk gibi benzetmelerden kaçınılmalı. Bu gibi benzetmeler, çocuğun, ilerleyen dönemlerde bu kavramlarla ilgili problemlerinin oluşmasına neden olur.
- Çocuğun yaşamında stresi azaltacak unsurlar üzerinde çalışılmalı.
- Yasla ilgili müdahalelerde çocuğun yaşına uygun bir yaklaşım seçilmesi, yaşın, bilişsel düzeyinin ve kişisel farklılıklarının göz önünde bulundurulması çok önemli.
- En kolay uygulanabilecek teknik ise veda mektubu yazmaları olabilir.
- Çocukları televizyon karşısında yalnız bırakmamalı, televizyon ve internet ortamında yayımlanan arama-kurtarma çalışmaları, naaş görüntüleri ve şiddet haberlerinden uzak tutmalı.
- Güvende hissettirebilmeye yardımcı olabilmek için çocuklara daha fazla dokunmalı ve sarılmalı
- Çocukların kendilerini ifade etme dilleri genellikle oyunla olur. Bu dönemde evde biraz daha fazla oyun ortamı sağlamaya çalışın ve birlikte oynayarak bu yolla duygularını ifade etmelerini teşvik edin.