A’dan Z’ye Mısır Ve Nil Gezisinden Notlar - 21 2020-07-21 18:00:00
A’dan Z’ye Mısır ve Nil gezisinden notlarımı paylaşmayı sürdürüyorum…
Pamuk: Annem üç kızı için uzun yıllar çeyiz hazırladı. Ördüğü dantel yumaklarının üzerinde “%100 Mısır pamuğundan üretilmiştir” ibaresi bulunurdu. O zamanlar “Mısır pamuğu sanırım özel bir pamuk cinsi” diye düşünmüş, ancak daha ilerisini araştırmamıştım.
Mısır gezimizde bu konuyu yerel rehberimize sordum. Kahire’deki Han-El Halil Çarşısı'nda pamuklu iç çamaşırları satan küçük bir dükkânın önünden geçerken rehberimiz Mısır’ın özel pamuğundan söz etti. Dünyanın en kaliteli pamuğu Mısır’da yetişiyormuş.
Mısır’da 5000 yıldır pamuk tarımı yapılıyor. Nil Vadisi ve deltada yalnızca Mısır’da yetişebilen özel bir pamuk cinsi tarımı yetiştiriliyor. Niçin burada yetişebiliyor? Tamamen iklimle ilgiliymiş. Mısır’da gece ile gündüz arasındaki yüksek ısı farkı nedeniyle pamuk bitkisi bu ani değişime ayak uydurmuş.
“Giza Pamuğu” olarak da anılan pamuk cinsini diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliği liflerinin diğerlerinden uzun ve sağlam olmasıymış. Mısır pamuğundan dokunan kumaşlar bu nedenle sıcak su, deterjan, ütü, güneş gibi aşındırıcı dış etkenlere daha uzun süre dayanabiliyor. Boyayı çok iyi tutuyor. Bu nedenle ürün hemen solmuyor. Parasal değeri yüksek bir ürün.
Ancak Mısır pamuğu Mısırlılara pek kalmıyor. Zincir giyim ve ev tekstili markaları Mısır pamuğunu daha tarladayken satın alıyor.
Ayrıca Kahire’de bulunan Tarım Müzeleri bünyesinde Pamuk Müzesi www.thecottonmuseum.com var. 6 Ocak 1938'de açılan bu müze, dünyanın ilk tarım müzesidir. Müzenin bahçeleri yaklaşık 125 bin metrekare, müze binaları ise 20 bin metrekare. Bu müzeler topluluğunun bahçelerinde çiçekler, nadir bitkiler ve seralar içeren bir botanik bahçesi yer alıyor. Ayrıca sinema, konferans salonu, kütüphane, onarım, bakım, mumyalama, depolama ve arşivleme atölyeleri bulunmaktadır.
Bu müzeyi görmedik, bu konuyu araştırırken öğrendim. Ülkemizde en az 10 bin yıldır tarımın yapıldığı, binlerce bitki ve tarımsal ürünlerin yetiştirildiği arkeolojik verilerle kanıtlandı. Ancak biz bu zenginliği ve çeşitliliği sunabilecek bir müzeye sahip değiliz. Mısır’daki müzeye imrendim. “Niye bizde yok” diye hayıflandım doğrusu.
Papirüs: Latince "Cyperus papyrus" denilen papirüsgiller familyasından otsu bir bitkidir.
Eski Mısırlıların yelken, bez, hasır ve yazı kâğıdı olarak kullandıkları papirüs onlardan Yunanlara daha sonra Romalılara geçti. MS 3. Yüzyıl'da yerini parşömen alıncaya dek kullanımı sürdürüldü.
Eski Mısırlılar yalnızca tapınak ve mezar duvarlarına değil, papirüsler üzerine de yazılar yazdılar. Kahire’de bulunan Mısır Arkeoloji Müzesi’nde birçok örneğini gördüm. Ayrıca dünya müzelerinde de çok önemli papirüs ruloları bulunmaktadır.
Ayrıca Viyana’daki Avusturya Milli Kütüphanesi içinde Papirüs Müzesi bulunmaktadır. Papirüs Müzesi’nde, Mısır kültürüne ilişkin iki yüz kadar obje ve papirüsler sergilenmektedir.
Papirüs denilince akla hemen Mısır gelir. Papirüs bitkisi, Aswan barajı yarattığı iklim değişikliği nedeniyle artık Nil üzerinde özel olarak düzenlenmiş adalarda az miktarda yetiştiriliyor. Bu nedenle sadece turizmin hizmetinde ve oldukça pahalı bir ürün.
Birçok şehirde gezginlere yönelik papirüs satış yerleri bulunuyor. Biz de Kahire’de bulunan bir papirüs dükkânını ziyaret ettik. İçeride çeşitli yabancı dilleri bilen görevliler gruba önce papirüs bitkisini ve nasıl işlenip kâğıt haline getirildiğini aşamaları ile anlatıyor. Üzerinin resimlenmesi gösterilmiyor. Papirüs üzerine daha çok Antik Mısır dönemine ait resimler resmediliyor. Ancak çağdaş resim ve grafik tasarımları da bulunuyor.
Uygarlık tarihinde önemli bir icat olan papirüs, benim en merak ettiğim konulardan biriydi. Yerinde işlenmesini ve kâğıt haline getirilmesini görebildiğim için mutluyum. Bu gün turistik bir eşya haline gelse bile yaklaşık 5 bin yıldır papirüs kültürünün yaşatılması bence çok önemli bir çabadır.
Parfüm ve parfümeri: Bu madde her ne kadar “Parfüm” ana başlığı altında anlatılacak olsa da konuya “güzel kokular” bağlamında bakmak gerekir. Ben konunun daha kolay anlaşılması için “parfüm” sözcüğünü kullanıyorum.
5 bin yıl önce bugün bildiğimiz anlamda bir parfüm yoktu. Mısır’da yetişen güzel kokulu çiçeklerden elde edilen hoş kokulu yağlar ve sular yanında, dışarıdan alınan bitki ve baharatlardan da pomat ya da yağ karışımları formunda hoş kokular üretiliyordu.
Dünya üstünde en eski parfüm kalıntıları Eski Mısır uygarlığına ait. Yapılan arkeolojik çalışmalarda mezarlardan kokulu krem kapları çıkarılmış. Bu kaplarda kalan kokular ve tapınakların duvarlarına kazınan hoş kokulu yağ formülleri incelendiğinde Eski Mısırlıların hoş koku konusunda oldukça ileri düzeyde olduğu görülmüş.
Erkek ve kadın her Mısırlı banyodan sonra vücudunu hoş kokulu yağlarla ovardı. Bu işlem hem ülkenin kuru iklimine karşı nemlendirme görevi görür, hem de hoş koku salmaya olanak tanırdı. Eski Mısırlılar yalnızca vücutlarını değil, saçlarını, giysilerini, mobilyalarını da kokulandırırlardı. Kadınlar cinsel organlarına güzel kokular emdirilmiş özel toplar yerleştirirlerdi. Her Mısırlı mezarlarına koydurtmak üzere koku kapları ve kokulu karışımlar hazırlatırdı. İkinci yaşamda da koku gerekli görülürdü.
Tıp alanında da aromatik yağlar kullanılırdı. Bu konu da yetişen uzmanlar vardı. Birçok hastalığın tedavisinde kokulu yağlardan yararlanılırdı. Aromaterapinin ataları Eski Mısırlılardı.
Eski Mısırlılar dini törenlerde kokulu bitki ve çiçeklerden elde edilen hoş kokulu yağları tütsü ile birlikte tanrıları memnun etmek üzere kullanılmışlardır.
Firavun Tutankhamon'un mezarında yapılan kazılarda parfüm şişeleri ve krem vazoları bulunması, II. Ramses'in tanrı Ra için Karnak'taki Amon Ra tapınağının duvarlarına "Sana güzel kokulu bitkiler ve en görkemli kokularla birlikte otuz bin öküz kurban ettim." yazdırması, kokunun ne kadar değerli kabul edildiğinin göstergesidir.
Mısırlılar tapınak ve evlerinde günlük yaşamlarında “kyphi” adını verdikleri içinde 16 değişik doğal içerik olan kokulu bir yağ kullanırlardı. Kyphi, bal, şarap, üzüm, mür, mimosa, nane, ardıç, çam, tarçın, karanfil gibi bitki özlerinden oluşan bir karışımdı.
Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.
Güzel koku ve parfümeri konusunda saplantı derecesinde tutkuları olan Kleopatra’ydı. Kendisi için özel üretim yapan bir parfümeri kurdurmuştu.
Bugün Mısır’da pek çok “Parfümeri” adıyla anılan dükkânlar bulunuyor. Bu dükkânlar tamamen gezginler için tasarlanmış. Bildiğimiz parfümü satmıyorlar. Daha çok kokulu yağlar ve yağ karışımları satılıyor.
Günümüzde de Mısırlılar güzel kokuya düşkünler. Ayrıca yaşadıkları mekânları, dükkânlarını, işyerlerini tütsü ile kokulandırıyorlar.