İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 20. yıldönümü nedeniyle yapılan basın açıklamasında kentin birinci derece deprem bölgesinde, yapı stoku açısından da kötü durumda olduğu belirtildi. Ülkemizdeki deprem riski ve alınacak önlemlere ilişkin bilgi eksikliği olduğunun söylenemeyeceği kaydedilen açıklamada “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı”nın (UDSEP-2023) güncellenerek uygulamaya konması gerektiği dile getirildi.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu’nun 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 20. yıldönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, “Deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleriyle ortaya çıkan her acının yükünü kalbimizde taşıyoruz” denildi. “Yapı üretim sürecinin asıl unsurlarından olan bir meslek odası olarak, başta yerel ve merkezi düzeyde ülkemizi yönetenler olmak üzere, her kurum, kuruluş ve imza sorumluluğunu üzerinde taşıyan her insanın bu günlerde bir kez daha düşünmesini istiyoruz” denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Marmara depreminin 20. yılında kentimizde deprem riskine karşı neler yapıldı diye bakacak olursak, RADIUS Projesi İzmir için bir kazanç olmuştur. Türkiye’de böyle kapsamlı bir çalışma ilk kez kentimizde yapılmıştır. Elde edilen verilerle bir deprem afeti senaryosu oluşturulmuş, ilimizin depreme karşı kırılgan noktaları, ilgili kamu ve özel kuruluşlara bildirilerek önlem alınması istenilmiştir. 7-8 Aralık 2009 tarihlerinde yapılan “Afet Riskini Azaltma Sempozyumu”nda da RADIUS Projesi’nde ortaya konan risklerin ne durumda olduğu tartışılmıştır.
1999 depreminden sonra ülkemizdeki deprem riski ve önlemler hakkında bilgi eksikliği olduğu söylenemez. Yeni bir “Bina Deprem Yönetmeliği” yayımlandı. Zemin durumunu ve fay hatlarını biliyoruz. Artık Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı”nı (UDSEP-2023) güncelleyerek uygulamaya koymak gerekiyor.
2004 yılında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın yapmış olduğu "1.Deprem Şurası" ve yine 2009 yılında aynı Bakanlığın yapmış olduğu "Kentleşme Şurası"na çok sayıda bilim insanı ve uzman katılmış ve son derece önemli çalışmalar yapılmıştır. Fakat devlet bürokrasisinin sürekli olarak değiştirilmesi ve liyakat ölçüsüne bağlı kadrolar yerine söz dinleyen ve arka bahçe olan kadroların göreve getirilmiş olması, ayrıca rant anlayışının depremin önüne geçmesi nedeniyle deprem zararlarını azaltmak ve planlı bir kentleşmeyi sağlamak için hazırlanan raporlar uygulama alanı bulamamıştır.
RADIUS Projesi çerçevesinde ortaya çıkan İzmir Deprem Master Planı ve RADIUS Sonuç Raporu, İzmir’de olası deprem zararlarını azaltmanın temel koşullarını ortaya koymuştur. Bu projenin günün şartlarına göre güncellenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. RADIUS Projesinin güncellenebilmesi için İzmir’in yapı stoku envanterinin çıkarılması gerekmektedir.
8 Haziran 2018 tarihinde çıkarılan imar barışı ile kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş niteliksiz mühendislik hizmeti almayan yapı güvenliğini vatandaşının vicdanına teslim eden bir yapı stoku ortaya çıkmıştır. İmar barışı ile daha da sağlıksız hale gelen, yıkılmak için depreme dahi ihtiyaç duymayan yapı stokumuzun tamamıyla tespit edilmesi ve aciliyet arz eden bölgelerin bir an evvel kentsel dönüşüme tabi tutulması gerekmektedir.
Oy ve rant uğruna yeni İmar barışları gündeme getirilmemelidir. Yakın zamanda Denizli’de de yaşadığımız gibi deprem her an olabilmektedir. Deprem bir doğa olayıdır, depremi afete dönüştüren ise yıkılan yapılardır. Yapıların yıkıcı etkisini azaltmak için, mevcut yapı stokunun iyileştirilmeli, onarılmalı ve güçlendirilmelidir. Yeni yapılacak olan yapılar, bilimin, tekniğin ve mühendisliğin ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde inşa edilmelidir. Bu nedenle proje üretim sürecinden yapı üretim sürecine tüm evreler, konusunda uzman mühendisler tarafından denetlenmelidir.