Taksim Gezi Parkında başlayıp tüm yurda yayılan protestolarda güvenlik güçlerinden sonra en çok tepki çeken gazeteciler, zaman zaman kendilerine de yönelen şiddeti protesto etti. Alsancak Vapur İskelesi önünde bir araya gelen yaklaşık 40 dolayında basın mensubu "İşte direniş işte basın", "kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" ve "özgür basın istiyoruz" sloganları, alkış ve ıslaklarla Gündoğdu Meydanı'na yürüdü. İskele önünde yapılan açıklama şöyle denildi:
"Bir şeyin farkına varın o penguenlerin televizyon ekranlarına arzı endam ederken, biz sokakta meydandaydık. O an biber gazından gözümüz yaşardı, nefesimiz kesildi. O an taştan sopadan coptan kaçtık. O an halkın haber alma özgürlüğü kesilmesin diye çektiğimiz görüntüleri ve fotoğrafları haber merkezine ulaştırmaya çalışıyorduk belki de hiç yayınlanmayacağını bile bile. Olaylar yaşanırken hep sizin aranızdaydık. Biz sizi gördük ama siz bizi hiç görmediniz. Çoğu zaman hem polisin hem de göstericilerin hedefi olduk. Haber peşinde koşarken uğradığımız sözlü tacizler yetmedi üzerimize yürüyenler bize mesleğimizi öğretmek isteyenler oldu. Halk sen değil misin özgürlük için bir olan azınlığa sahip çıkan. Şimdi bana ağız dolusu küfür ederken nerede o savundukların. Ben emekçiyim, basın çalışanıyım, gazeteciyim. Farkımız yok birbirimizden."