İzmir Tabip Odası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyunda tartışılan sezaryen ve kürtaj konusundaki açıklamalarına tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan'ın Ben sezaryenle doğuma karşı olan bir başbakanım, Bunların özellikle planlı yapıldığını biliyorum, Bu ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum, Bir taraftan da kendilerine mali kaynak teşkil etmesi için atılan adımlar olduğunu biliyorum, Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum, Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduğunu biliyoruz sözlerine yer verilen açıklamada, Sayın Başbakan'ın yaptığı bu açıklamalar, hiç bir bilimsel veriye dayanmamaktadır denildi.
Türkiyede 110 bin hekim bulunduğu, hekimlerin sürekli sözlü ve fiziksel şiddete uğradığı dile getirilen açıklamada, Önümüzdeki dönemde özellikle kadın hastalıkları ve doğum uzmanı meslektaşlarımız saldırıya uğrarsa sorumlusu kim olacaktır? sorusu yöneltildi. Bu şekilde açıklamalar yapıldıkça, hekimlere yönelik şiddete karşı önlemler alıyoruz sözlerinin hiçbir gerçeklik taşımayacağı açıktı denilen açıklamada, Hekimler olarak soruyoruz? Sezaryen, kürtaj yapan doktorlar caniler midir? Kimdir bu sinsi planların sahipleri? Hekimler midir? diye soruldu.
Kürtajın bir aile planlaması yöntemi olmadığı, istenmeyen gebeliklerin önlenemediği, modern aile planlaması yöntemlerinin uygulanamadığı durumlarda karşı karşıya gelindiği belirtilen İzmir Tabip Odası açıklamasında, şu görüşlere yer verildi:
İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi ve gerektiğinde güvenli düşüğün sağlanması ile kürtaj oranları belirgin olarak azalmaktadır. İstenmeyen gebeliklerin güvenli koşullarda sonlandırılması ve anne ölümlerinin önlenmesi önemli bir sağlık sorunudur. İstenmeyen gebeliklerin güvenli koşullarda sonlandırılmasına olanak sağlandıktan sonra, anne ölüm hızı 100 bin canlı doğumda 250 iken, 28e düştü. Düşüğe bağlı anne ölümleri ender rastlanan olaylar haline geldi.Merak ediyoruz? Alınan bu önlemler ve yasa kaldırılırsa, alternatif gelişmenin ne olacağı konusunda Sayın Başbakanın bir düşüncesi var mıdır? Sağlık Bakanlığının bir görüşü var mıdır?
Sezaryenin anne ve bebeğin hayatını kurtaran bir tıbbi müdahale olduğu belirtilen İzmir Tabip Odası açıklamasında, şu görüşler dile getirildi:
Sezaryen oranını düşürmek için uzman hekimlerin doğum konusunda yeniden eğitilmeleri gibi onur kırıcı yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Hekimleri malpraktis - ceza uygulamaları ile karşı karşıya bırakan yaklaşımlardan kaçınılmalıdır. Soruna hekimleri cezalandırıcı bir bakış açısıyla yaklaşım çözüm getirmez. Haksızlık olur. Bu yaklaşımlar, hekimlerin zaten var olan tükenmişlik ve mesleklerinden soğuma duygusunu, güvensiz gelecek kaygısını arttırır. Çağdaş siyasetçiler, bilimsel konularda yorum yapmadan önce bilim insanları ile görüşlerini paylaşırlar. Çağdaş siyasetçiler, sağlık gibi özel konularda, özellikle din veya benzer diğer referanslarla değil, bilimsel bilgi, deneyim gibi referanslarla hareket ederler. Biz hekimlerin ülke yöneticilerinden beklentisi de, Bilimsel ve ülkemiz gerçeklerini gözeten referanslarla hareket etmeleridir.