İzmir Ticaret Borsası GDO'suz Türk Pamuğu markasını tanıttı 2022-12-10 21:58:00
İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) ile İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) işbirliğinde genetik değişikliğe uğramış (GDO'lu) tohumların kullanılmadığı Türk pamuğunu "GMO FREE Turkish Cotton" markasıyla tescil etti. İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ulusal Pamuk Konseyi ile İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği iş birliğinde Türk Patent Enstitüsü'nden alınan "GMO FREE Turkish Cotton" Garanti Markası tescili, İzQ İnovasyon Merkezi'nde düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. GDO’suz Türk Pamuğu sertifikası alan kurumlara belgeleri verildi.
Projenin tanıtım toplantısına GDO’suz Pamuk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve İTB Meclis Üyesi Barış Kocagöz, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, İstanbul Tekstil ve Ham. İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu ÜyesiM. Zekeriya Tanrıverdi, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Uskuç ve çok sayıda sektör paydaşı katıldı.
"GMO FREE Turkish Cotton" projesiyle ülkemiz pamuklarının ve pamuktan üretilen asıl ve yan ürünlerimizin markalaşması ve sürdürülebilir pamuk üretiminin desteklenmesi hedefleniyor.
Kocagöz: Tekstilde rekabet gücümüz artacak
Projeye dahil olan kurumların ortaklığıyla kurulan GDO'suz Pamuk A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz, tekstil sektörümüzü destekleyen ve son yıllarda artırmayı başardığımız, 1 milyon ton civarında pamuk üretimimiz olduğunu söyledi. "Hem de GDO’suz üretimde dünyada ilk sıradayız" dedi. Türkiye'nin tekstil üretiminde olduğu kadar pamuk üretiminde de oldukça önemli bir yere sahip olduğunu anlatan Kocagöz, “GDO'lu tohumların girdiği ülkelerde GDO'suz tohumlar mutlaka kirleniyor ve bir daha özüne dönemiyorlar. Bu da onları GDO'lu tohum ile pazarı eline geçiren şirketlere bir anlamda mahkum ediyor. Böylece ulusal çeşit ve kalitedeki üretiminiz sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Bugüne dek bu üçlü ortaklık sayesinde kurulan GDO'suz Pamuk AŞ ile sertifikaya yetkili kuruluşlar onaylandı ve tüm sistem Türk tekstil ürünlerine bu sürdürülebilir markayı taşımaya hazır hale getirildi" dedi.
Kocagöz Türkiye'ye özel bu markayla tekstilde rekabet gücünün artacağını söylerken, Türkiye'nin 1 milyon ton civarında pamuk üretiminin olduğunu, GDO'suz üretimde de dünyada birinci sırada yer aldığını kaydetti. Barış Kocagöz, “Bu değerli projeyi alıp ürünlerine marka yapmayı görev bilen ve aldıkları bayrağı Türk tekstili adına en iyi noktalara taşıyacaklarına inandığımız Orta Anadolu Tekstil ve Söktaş Tekstil’i kurumum ve ülkem adına tebrik ediyorum. Gösterdikleri öncülük ülkemiz tekstil sanayisinin lider kuruluşlarından beklenen öncülüktür" diye konuştu.
Projenin kuruluş sürecine de değinen Kocagöz "2021 yılında İTB ve UPK’nın girişimiyle başlatılan projemiz, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin de Yürütme Kuruluna katılması ve markaya ortak olması ile büyük ivme kazandı. İşte bu stratejik üç ortak ile birlikte uygulamaları yönetmek üzere GDO’suz Pamuk A.Ş. kuruldu" dedi. Barış Kocagöz, projeyi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı'nın da desteklediğini, stratejik planlarına almalarının ise kendilerine büyük moral olduğunu söyledi.
Sertifikalarını aldılar
Tanıtım toplantısında sertifikalarını alan üretici firmalardan Orta Anadolu Direktörü Sedef Uncu Akı ve Söktaş İplik Müdürü Akif Değirmendere de birer konuşma yaptı.
Sedef Uncu Akı "Orta Anadolu olarak GDO’suz Türk Pamuğu (GMO Free Turkish Cotton) sertifikasına sahip ilk denim üreticisi olmanın gururunu yaşıyoruz. Denimde sürdürülebilir uygulamaların ilerlemesi ve sektörümüzde Türkiye’nin dünya çapında söz sahibi olmasına katkıları olan bir denim firması olarak inancımız odur ki; GMO Free Turkish Cotton Sistemi ile yerli hammadde ve üretimi desteklerken net pozitif bir denim ekosistemi yaratma misyonumuz daha da güçlenecektir" dedi.
Söktaş İplik Müdürü Akif Değirmendere ise sürdürebilirlik ile ilgili çalışmalarında ana ham maddeleri olan pamuğun sürdürülebilir olmasının çok önemli olduğunu söyledi. Değirmendere,"Müşterilerimizin de pamuk üretiminin sürdürülebilirliği ile ilgili talepleri gün geçtikçe artış gösteriyor. Bu bağlamda, önce organik pamuk kullanmaya başlayarak, daha sonrasında iyi tarım uygulamaları ile desteklenen BCI programına dahil olarak üretimlerimizde kullanılan pamuk lifinin daha sürdürülebilir olmasına destek verdik. Son üç senedir kendi tarlalarımızda, rejeneratif tarım tekniklerini kullanarak kendi rejeneratif pamuğumuzu yetiştiriyoruz. Yaptığımız tüm çalışmalar ile pamuk üretiminin daha sürdürülebilir hale gelmesine katkıda bulunuyoruz" diye konuştu.
Balçık: Markamızın izlenebilirliğini güçlendirmemiz gerek
Konuşmaların ardından "GDO’suz Türk Pamuğu Markasının Türk Tekstili ve Pamuk Üretimi için Önemi" ve "Sürdürülebilir Marka ve Üretimde GDO’suz Pamuğun Yeri" başlıklı iki panel yapıldı.
Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık konuşmasında “Bugün itibarıyla markamızda yeni bir aşamaya gelmiş durumdayız. Türkiye'de üretim yapan büyük tekstil firmalarından Orta Anadolu ve Söktaş'ın markamız sertifikasını almış olmaları bizlere büyük güç kattı. Bundan sonra ise markamızın izlenebilirliğini güçlendirmek için tohumdan başlayarak üretim parseli, çiftçi ve çırçır aşamalarının şeffaf bir şekilde sürece dahil edilmesi gerekiyor" dedi.
Uçak: Markamız yağ ve yem sanayi için de önemli
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, konuşmasında inovasyon, markalaşma ve sürdürülebilirlik konularına dikkat çekti. GMO Free Turkish Cotton markasının hem pamuğun kendi özelliklerine hem de üretim süreçlerinin sürdürülebilirliğine odaklanması açısından oldukça avantajlı olduğunu dile getirdi. Uçak "Markamızın sadece tekstil ve konfeksiyon sektörü açısından değil, pamuk çekirdeğinden elde edilen yağ ve yem sanayi için de büyük önem taşıdığını belirtmek isterim. Standardımız bu ürünlerin belgelendirilmesini de kapsıyor" bilgisini paylaştı.
Tanrıverdi: Sektörümüzün katma değerini artırmak hedefimiz
Projenin Türk tekstil sektörünün sürdürülebilirlik alanında yaptığı atılımların en önemlilerinden birisi olduğunu belirten İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Üyesi M. Zekeriya Tanrıverdi ise “GMO FREE Turkish Cotton” garanti markasını tüm sektörün kullanımına sunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Tanrıverdi sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya üzerinde ağırlıkla Türkiye, İspanya ve Yunanistan’da üretilen GDO’suz pamuk, Türkiye’de yıllık 800 bin ton seviyesinde; Yunanistan’da yaklaşık 200 bin ton; İspanya’da ise 20 bin ton civarında üretiliyor. Dünyanın en büyük GDO’suz pamuk üreticisi olan Türkiye’nin GDO’suz ürettiği pamuğun tanıtımı hem çevre sağlığı hem tarım sektörünün gelişmesi hem de Türkiye markası algısının yükseltilmesinde önemli bir faktör. İzmir Ticaret Borsası ve Ulusal Pamuk Konseyi paydaşlarımızla birlikte projemizdeki nihai amacımız küresel pazarlarda tekstil ve hazır giyim ürünlerimizin sürdürülebilir, kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerine uygun, izlenebilir, şeffaf bir yapıya sahip olduğunu göstermek ve sektörümüzün katma değerini artırmaktır.”
Eskinazi: Tabiatı bozduk, kurtarmaya çalışıyoruz
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi insanlığın İkinci Sanayi Devrimi sonrasında dünya ekosistemine büyük zararlar verdiğini söyledi. Eskinazi, “Tabiatı bozduk, kurtarmaya çalışıyoruz. Son kullanıcıların talep edecekleri ve güvendikleri bir marka olmak çok önemli. Eskiden ne kadar üretildiğini tartışırdık. Daha fazlasını üretmeye çalışırdık. Bunlar arazilerin üzerinin ilaçla kaplanmasına sebep oldu. O araziden geçen suyu kullanamaz hale geldik. Bu hem sürdürülebilirliğe hem de tabiata aykırı. Şimdi de bozduğumuz doğayı kurtarmaya çalışıyoruz. Bilinçli firmaların uyguladığı gibi ne kadar çok üretim yapıldığı değil, ne kıymette üretim yapıldığı önemli. Bunun için de var olan potansiyelimizi GDO’suz pamuğumuzu markalaştırarak başladığımız bu önemli yolculukta daha işin başındayız ancak içini doldurarak değer kazandırıp, firmalarla da beraber hareket ederek sürdürülebilirliğini sağlayacağız. Benzer standartların yolculuğunda olduğu gibi markaların talep etmesi sağlanarak elde edilen katma değeri sonuna kadar dağıtmamız lazım. Bu anlamda GMOFree Turkish Cotton markası önemli bir adım ve birlikte uluslararası boyutta tanıtımı yapılarak markanın değerini yükseltmemiz gerekiyor” dedi.
Eskinazi, pamuğu ülke dışında da üretmemek gerektiğine dikkat çekerek, "Bunu tohumdan başlayarak yapmalıyız. Türkiye’de 25 çeşit pamuk tohumu var. Biz bu 25 tohumla bir yere varamayız. Bunu kontrol edilebilir sürdürülebilirliğe uygun kriterlerimiz dahilinde üretime katkı sağlayacak hale getirmeliyiz. Araziye uygun olmayan tohumlarla bunu sağlayamayız. Ürettiğimiz pamuk son haline gelinceye kadar ekstra katma değer kazandırmalıyız. Üretici satarken katma değer vermiyorsa zaten ekmez. Hem son tüketiciye bunu verirken güvenin sağlayıp ek katma değer almaya lazım, o katma değeri sonuna kadar dağıtmamız lazım. Bunu sadece ülkemizde değil diğer ülkelerde tohum ihraç ederek yapmalıyız. 100 bin tonluk üretimle marka olmaz. Çok çalışmamız lazım” görüşünü dile getirdi.