Ülkemizde görülen erozyon dünya ortalamasının dört katı 2022-11-16 23:05:34
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ülkemizde görülen erozyonun dünya ortalamasının dört katı olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de her yıl 648 milyon ton toprağın erozyona uğradığını, bunun da 1 hektar toprakta 8.24 ton toprağa eşdeğer geldiğini belirten Ataç, “Dünya ortalamasının 2.08 ton/hektar olduğu dikkate alındığında ülkemizde görülen erozyonun dünya ortalamasının dört katı olduğu görülüyor. Gıdamızı ürettiğimiz tarım topraklarımızın yüzde 39’unda, meraların ise yüzde 54’ünde erozyon görülüyor" dedi.
TEMA Vakfı her yıl 14 - 20 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası kapsamında, biyolojik çeşitliliğe ve biyolojik çeşitlilik kaybının nedenlerine dikkat çekiyor. Bu yıl etkinliklerini “Biyolojik çeşitlilik iklimimiz, şifamız, gıdamız ve mirasımızdır” temasıyla gerçekleştirecek olan TEMA Vakfı tüm Türkiye’de farkındalık amacıyla çeşitli etkinlikler ve eğitimler düzenleyecek. Etkinlikler çevrim içi webinar, geleneksel Toprak Yürüyüşü, sergilik çalışmaları ve biyolojik çeşitlilik hakkındaki temsilci sunumlarından oluşacak.
Ataç: Erozyonla mücadele biyolojik çeşitliliğin de korunması demek
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Erozyonla Mücadele Haftası kapsamında yaptığı açıklamada toprağın karasal biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan en temel doğal varlığımız olduğunu anımsattı. Her yıl ülkemizde 648 milyon ton toprağın erozyona uğradığını, bunun da 1 hektar toprakta 8.24 ton toprağa eşdeğer geldiğini belirten Ataç, “Dünya ortalamasının 2.08 ton/hektar olduğu dikkate alındığında ülkemizde görülen erozyonun dünya ortalamasının dört katı olduğu görülüyor. Gıdamızı ürettiğimiz tarım topraklarımızın yüzde 39’unda, meraların ise yüzde 54’ünde erozyon görülüyor" dedi.
Ataç çiftçilerin erozyona karşı alabilecekleri önlemler hakkında bilgilendirilmeleri ve erozyon kontrol çalışmaları yapmaya teşvik edilmelerinin yanı sıra erozyonla bozulmuş tarım toprakları ve meralarda restorasyon çalışmalarının yapılması gerektiğini söyledi.
Biyolojik çeşitliliğin korunabilmesi için korunan alanların da artırılmasına dikkat çeken Ataç şu bilgileri paylaştı: “Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında belirlenen, 2020 yılına kadar karasal ekosistemlerin yüzde 17’sinin ve denizel ekosistemlerin yüzde 10'unun koruma altına alınmasını öngören Aichie hedeflerine büyük ölçüde ulaşılmakla beraber, bunun tek başına yeterli olmadığı biliniyor. Ülkemiz sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliğe rağmen doğal ekosistemlerin muhafazası ve sınırları dâhilindeki tüm biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik eylemler bakımından 180 ülke arasında 178. sırada yer alıyor” dedi. Deniz Ataç, korunan alanların ülke alanına oranının yüzde 8.9 olduğunu söyledi.
Biyolojik çeşitliliğin, dünyadaki yaşam çeşitliliği olduğunu belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç "İklimimiz, şifamız, gıdamız ve mirasımızdır. Çeşitlilik ne kadar fazlaysa ekosistemler de o kadar güçlü ve değişen çevre koşullarına karşı çok daha dirençli olur. Bu sebeple, doğanın üretkenliği ile doğanın sağladığı yaşamsal önemi olan hizmetler ve buna bağlı olarak da insan refahı artar. Toprağımızın ve biyolojik çeşitliliğin öneminin farkına varalım, doğayla uyumlu yaşayalım. İklimimizden, gıdamızdan, sağlığımızdan ve mirasımızdan olmayalım” görüşünü paylaştı.