Simavlı hemşehrim, gazeteci ağabeyim İsmail Tarık Sarı magazin muhabiriydi. Uzun yıllar Hürriyet Gazetesi'nde, sonra da Yeni Asır Gazetesi'nde serbest muhabir, kadrosuz, daha sonra da kadrolu olarak çalıştı. İlkokul mezunuydu. Bir basın çalışanı olduğu halde basın kartı yoktu. Dolayısıyla meslek kuruluşumuz İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne üye değildi. İzmir'de basın kartı taşımadan onun kadar üne kavuşmuş ikinci bir gazeteci yoktur diyebilirim. 

Tarık Ağabey, Agora 816 Sokak'ta Karer Pasajı'nın giriş sol köşesinde, "Foto Tarık" adıyla küçük bir fotoğrafhane işletirdi. İşyerinin kapısı sürekli açık olurdu. Komşuları, bilhassa karşısındaki terzi dükkanıyla ilgilenir, gelenin ismini, telefonunu masasının üstündeki bloknota yazardı. Tarık Ağabey haber fotoğrafı çekimini bitirdikten sonra Vespa motosikletiyle dükkanına dönerdi. Onun yokluğunda arayanlara ilişkin notları okur, gerekli gördüklerini arardı. 

İşleri yoğun olduğunda veya randevu saatleri çakıştığında, fotoğraf çekim işlerine beni de yönlendirdiği de olurdu. Tarihi Agora semtindeki Hürriyet Lisesi ve İsmet Paşa İlkokulu öğretmen ve öğrencileri Tarık Ağabey'in daimi müşterileriydi. Yoksul ve gariban öğrencilerin vesikalık fotoğraf çekimlerinden ücret almazdı. 

***

İzmir'de uzun yıllar sigortasız, sendikasız, sosyal güvencesiz muhabirlik yaptım. Bir çok kez benim dışımda yaşanan gelişmeler nedeniyle işten çıkarıldım. Aradan zaman geçtikten sonra geri çağırıldım, işbaşı yaptırıldım. Gazetede çalışmama ara verildiği zamanlarda eski ve esas mesleğim olan fotoğrafçılığa dönerdim. İşsizlik günlerimde Tarık Ağabey'in Agora'daki dükkanına uğrardım. Küçük tüp ocağının üstünde sürekli kaynayan bir demlik olurdu. Çoğu kez birlikte kahvaltı eder, çay içerdik.

***

İşsizlik dönemlerinde haftada bir memlekete, rahmetli annemi ziyarete giderdim. Bir iki gece kalır, İzmir'e dönerdim. Tarık Ağabey'in rahmetli annesi memlekette Tabakhane Caddesi'nde, Softa Camisi'ne varmadan beride bir evde otururdu. Zemin kattaki evinin penceresinden caddeden gelen geçenlere bakar, tanıdıklarına seslenir, sohbet ederdi. Kulakları ağır işitirdi, biraz yüksek sesle konuşurdu. 

İzmir'e dönmek için otobüs terminaline gitmek için evlerinin önünden geçerken görünce pencereyi açar, "Alaattiiiin" diye seslenirdi. "İsmail'e 'annenin selamı var' deyiver e mi evladım?" diye eklerdi. Ben de başımı sallayarak duyduğumu belli eder, "Söylerim" diye seslenirdim. İzmir'de herkesin Tarık Sarı olarak bilip tanıdığı gazetecinin ön adı İsmail'di. İşte rahmetli annesinin "İsmail'ime selam söyle" demesi ondandı.

***

Tarık Ağabey, işyerinin bulunduğu sokakta yaşayan üç köpeğin bakımını üstlenmişti. Bunlardan birinin ismi Linda'ydı. Linda hisli bir köpekti. Tarık Ağabey'e çok sadık bir hayvandı. Tarık Ağabey neredeyse her habere köpeği Linda ile giderdi. Üç sokak köpeğinden en şanslısıydı. Sahibinin motosikletiyle her yere giden, neredeyse İzmir'in her yerini gezerdi. Onun motosikleti üzerinde yol alır, İzmir'in lüks mekanlarının, beş yıldızlı otellerinin önünde Tarık Ağabey'in işini tamamlamasını beklerdi. 

***

Hiç unutmam, rahmetli Tarık Ağabey, eşi Emel Yenge ile birlikte kardeşi Mustafa'nın memleketteki düğününe gitmek için otobüs firmasından iki kişilik yer ayırtmıştı. Yanında sadık köpeği Linda'yı götüreceğini belirtince otobüs firmasının görevlisinden, "Köpeği otobüs içine alamayız, kusura bakma" karşılığını almıştı. Bunun üzerine yanına Linda'yı alıp Vespa motosikletiyle yola çıkmış, gidiş dönüş toplam 480 kilometre yol kat etmişti.

***

Uzun yıllar fotoğrafçılıkta ve gazetecilikte birlikte yol aldığımız Simavlı hemşehrim Tarık Ağabey 09 Eylül 2006 Cumartesi gecesi İzmir-Çeşme otoyolunda trafik kazasında yaşamını kaybetti. Onun vefatından bir buçuk ay kadar sonra sadık köpeği Linda'nın bir aracın altında ezilerek can verdiğini öğrendim. Kimine göre sahibinin yokluğuna alışamayan Linda kendini aracın altına atarak adeta intihar etmişti.

***

1951 yılında Simav'da doğan İsmail Tarık Sarı 2006 yılında İzmir'de yaşama veda etti. Kabri Buca Kaynaklar Kabristanı'nda. Ege Ma­ga­zin Ga­ze­te­ci­le­ri Der­ne­ği’nin baş­vu­ru­su üze­ri­ne Tarık Ağabey'in adı 2010 yılında Konak Be­le­di­ye Mec­li­si kararıyla iş­ye­ri­nin bu­lun­du­ğu İki­çeş­me­lik’te­ki 816 So­kak’a ve­ril­di. "Tarık Sarı Sokağı"nda bir zamanlar Tarık Ağabey'in işlettiği dükkan, vefatından beri panjurları kapalı, günümüzde aynen duruyor.

***

Tarık Ağabey, her vefat yıldönümünde İzmir'in vefa anıtı Sancar Maruflu Ağabeyin öncülüğünde, dostları tarafından kabri başında anılır, lokması dökülürdü. İki yıldır hüküm süren pandemi süreci nedeniyle anma etkinlikleri yapılamadı. Sancar Ağabeyin vefatı ile öncülüğünde anma günleri de yapılamaz oldu. Allah her ikisine de rahmet eylesin.