Migren ve baş ağrısı farkındalık ayı: Haziran 2021-06-28 10:16:46
İnsanlık mikroplarla savaşta yeni mücadelesini aşı ile COVID-19 karşısında veriyor.
"Virus adın değişir; sonuç değişmez biz kazanacağız."
Giderek hızlanan aşı uygulamaları ile bu yaz daha rahat nefes alacağımızı düşünüyoruz.
Haziran yaz başı, iyiden iyiye kendini hissettiren sıcakların habercisi, İzmir için deniz ve güneşin zamanı, sahillerde olmanın başlangıç ayı….
Güzel bir yaz olsun, başımız hiç ağrımasın…
"COVID-19 gibi baş ağrısı nedeni varken başka nasıl ağrısın ki?" demeyin;
Bazılarımız COVID-19 enfeksiyonu geçirdi, başı ağrıdı.
Bazılarımız ise "COVID-19 enfeksiyonu geçirdi, bitti" derken başı ağrımaya devam etti…
"Pandeminin zorlu sürecinde dikkat, diğer sağlık sorunlarımız bir yere gitmiyor" dedik.
Pandemiden önce vardılar, pandemide devam ettiler, pandemiden sonra da devam edecekler.
Baş ağrısı deyince aklımıza ilk gelen Migren, toplumda her 5 kadından ve her 10 erkekten birinde görülen, dünya çapında ise 1 milyardan fazla insanı etkileyen kronik bir hastalık. Oluşturduğu sorunlar yalnızca migren hastaları üzerinde değil, aynı zamanda aileleri, iş ortamları ve toplum üzerinde de bir dizi olumsuz etkiye sahip.
Karmaşık bir hastalık. Yalnızca bir baş ağrısı nedeni olarak görmemek gerek.
Son yıllarda migrenin ağrı dışı yönlerine de odaklanılması gerektiği daha çok tartışılıyor.
Genetik miraslar etkili. Karmaşık bir gen paketinden önce ağrı ile ilgili proteinler üretilebilir. Bu proteinler, kişinin ağrı öncesinde açıklayamadığı garip bir huzursuzluk, esneme, zihnin berraklığını kaybetmesi, görme sorunları, iştah değişimlerini izleyen çoğunlukla tek taraflı, tüm gün sürebilen, şiddetli ve zonklayıcı ağrılar yaşamasına kaynak teşkil edebilir.
Bu ağrılarla birlikte üretilen başka proteinler kişinin mide bulantısı hissetmesine ve kusmasına neden olabilir. Etraftaki kokular, ışık, sesler ve hareket eden objelerden rahatsız olunur. Karanlık bir odada hareketsiz, saatlerce ağrının geçmesi beklenir; nihayet ağrı geçtiğinde insanı sanki bir kamyon ezip geçmiştir. Yorgundur ve kendine gelene kadar uyumak ister.
İşin en önemli kısmı bizde, migrenle mücadelede bir ağrı günlüğü hazırlanması ve önceki tetkiklerle birlikte doktora gidilmesi önemli bir adım.
Mucize bir şekilde migrenimizin geçmesini beklemeyelim, ancak ilaçlar veya tıbbi müdahaleler ile doktorumuzun bize yardımcı olabileceği süreçler olacaktır.
Unutmayalım ki migren yalnızca bizi değil, genetik mirasımızla doğacak olan çocuklarımızı ve onların çocuklarını da ilgilendiriyor.
Bu arada uzmanlar elektromanyetik dalgalara karşı da uyarıyor; Pandemi döneminde çokça kullanılan telefon ve bilgisayarlar için kablosuz internet ağı olan odalarda sürekli bulunmamayı ve evlerde elektromanyetik alandan fakir alanlar yaratılmasını öneriyorlar.
Haziran ayı içinde öncelikle toplumsal farkındalığın ve ağrının önlenmesi anlayışının arttırılması hedefleniyor. Toplumun migren konusunda bilgilendirilmesi, hastalığın müzminleşmesine fırsat vermeden hekime başvurunun sağlanması, erken tanı ve tedavi ile hastanın yaşam kalitesi bozulmaması, üretkenliklerinin korunması amaçlanıyor.
Gelişmiş ülkelerde aile hekimliği uygulamaları ile diğer basamaklardaki sağlık hizmetlerinin destek ve koordinasyonunun da bütüncül bakımın sağlanmasında önemli olduğu bildiriliyor.
Sonuçta, elde bir sihirli değnek yok. Baş ağrılarını ve sıklıkla bilinirliği yüksek nedeni migreni bir bütün olarak kavramak gerek.
Hastalıkla uzun soluklu mücadelemizde yaşam şekli düzenlemelerinin en az ilaç tedavisi veya girişimler kadar önemli olduğu bilmeliyiz.
Başımızın hiç ağrımaması dileğiyle.
Kaynaklar:
- Özge A. Genetik Havuzdan Çeyiz Sandığına MİGREN. A7 Kitap, 2019.
- Ashina M, Katsarava Z, Do TP, Buse DC, Pozo-Rosich P, Özge A… Richard B Lipton. . Migraine: epidemiology and systems of care. Lancet. 2021 Apr 17;397(10283):1485-1495. doi: 10.1016/S0140-6736(20)32160-7. Epub 2021 Mar 25. PMID: 33773613.