Nöroloji Uzmanı Dr. Burak Paköz, halk arasında sara hastalığı olarak da bilinen epileptik nöbetlerin, önceleri psikojen, histerik, yalancı ya da sahte nöbet olarak da adlandırılmış olan epileptik olmayan nöbetlerle karıştırıldığına dikkat çekti.
Bu karışıklığın yanlış tanıya ve devamında hastayı yanlış tedaviye götürdüğünü belirten Uzm.Dr.Paköz, “Her 100 epilepsi tanısı almış hastanın 5-20’si gerçek sara hastası değil, psikojen nöbet geçiren hastalar. İki hastalıkta da yanlış tanı, yanlış tedavi ve tedavinin gecikmesi demek” dedi.
Hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik uyarıda bulunan İzmir Kent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr.Paköz, epileptik olmayan nöbetlerin, davranış olarak epileptik nöbetlere benzediğini ve bu yüzden karıştırıldığını kaydetti. Uzm.Dr.Paköz, “Epileptik olmayan nöbetler; merkezi sinir sisteminde bir elektriksel bozuklukla ilişkisi olmayan, genellikle psikojenik nedenli ataklardır. Epileptik nöbetlerden ayrımı zordur” dedi.
Yanlış ilaç yaşam kalitesini bozuyor
Epileptik olmayan olayların epilepsi gibi tedavi edilmesinin gereksiz ilaç kullanımına neden olduğunu belirten Uzm.Dr.Paköz şu bilgiyi paylaştı: “Bazı hastalar üç dört farklı ilacı aynı anda kullanmasına rağmen nöbetleri devam etmektedir. Hastalar sık olarak acil servislere başvururlar, sürekli tetkikler tekrarlanır ve çoklu ilaca bağlı ilaç yan etkileri ile uğraşmak zorunda kalınır. Bu da yaşam kalitelerinde bozulmanın yanı sıra, ekonomik olarak da kayba neden olur. Ek olarak bu durum acil servislerde ve nöroloji polikliniklerinde zaman ve işgücü kaybına neden olmaktadır. Hasta ve yakınlarının yaşadıkları korku ve panik de yadsınamaz.”
Uzm.Dr.Paköz, epileptik olmayan nöbetlerin literatürde konversiyon nöbeti, histerik nöbet, sahte nöbet, psödonöbet (yalancı nöbet) ve psikojenik nöbetler gibi farklı isimler altında incelendiğini söyledi.
Epileptik olmayan psikojen nöbetlerin toplumda görülme sıklığının yüz binde 2-33 arasında olduğunu kaydeden Uzm.Dr.Paköz, “Bu hastaların epilepsi tanısı koyulup epilepsi tedavisi gören hastalar arasındaki oranı yüzde 5-20’dir. Epilepsi merkezlerinde ise bu oran yüzde 10-40’lara çıkmaktadır. Epilepsi merkezlerine ilaca dirençli nöbetler nedeni ile başvuran hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde de yalnızca epileptik olmayan olaylar tek başına saptanmaktadır. Vakalarının yüzde 75’inin kadın olduğu ve ilk değerlendirmede yaş ortalamasının 30’lu ve 40’lı yaşlar olduğu belirtilmiştir. Çocuklar ve ergenlerde de ortaya çıkabilmektedir. Bazı merkezlerde epileptik olmayan nöbetlerin, hastaların yüzde 10-58’inde epileptik nöbetler ile beraber görüldüğü rapor edilmiştir” diye konuştu.
Nöroloji Uzmanı Paköz, epileptik olmayan olayları epileptik nöbetlerden ayırt etmede altın standartın, uzun süreli video-EEG monitörizasyon kaydı olduğunu vurgulayarak “Bu nedenle video-EEG monitörizasyon ünitelerinde nöbet analizi çok önemlidir” dedi.