Alzheimer Hastalığının pek çok etkene bağlı olduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yaprak Alper, yanlış beslenme davranışları ve beslenmeye bağlı hastalıkların riski artırdığını söyledi. Dr. Alper, "Obezite, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet ve insülin direnci Alzhimer riskini artırıyor. Obez bireylerde bunama riski normal vücut ağırlığına sahip olanlara göre yüzde 35 daha yüksek. Bu hastalıkların diyet ile denetim altına alınması Alzheimer' a karşı koruyucudur" dedi.
Günümüzde tüm dünyada yaklaşık 44 milyon insanın Alzheimer teşhisi aldığını belirten Dr. Yaprak Alper, bu sayının insan ömrü uzadıkça katlanarak çoğalacağının tahmin edildiğini kaydetti. Türkiye'de Alzheimer görülme sıklığının gelişmiş ülkelere göre daha hızlı arttığını, bunun yaşlı nüfusumuzun artmasından kaynaklandığını anlatan Dr. Alper, Alzheimer hastalığında diğer hastalıklarda da olduğu gibi tamamen korunmak üzere tek başına herhangi bir mucizevi besin ya da kısa süreli mucize diyet listesi olmadığını dile getirdi.
Diyetin sağlıklı yaşam biçimi haline getirilmesinin büyük ölçüde koruyuculuk gösterdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Yaprak Alper, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son araştırmalara göre, zeytinyağında bulunan omega-9, balık ve ceviz gibi yağlı tohumlarda bulunan omega-3 içerikli sağlıklı yağlara, rafine edilmemiş, tam tahıllı karbonhidratlara öncelik veren, hayvansal protein ve doymuş yağ alımına ılımlı yaklaşan, yeterli sebze meyve tüketimini teşvik eden Akdeniz diyetine yüksek uyumun Alzheimer riskini yüzde 54 oranında düşürdüğü görülmüştür. Akdeniz diyeti ile hipertansiyonu önlemek amaçlı diyet yaklaşımının harmanlanıp geliştirilmesiyle oluşan MIND diyeti beslenme biçimi haline getirildiğinde Alzheimer hastalığına karşı koruyucu olduğu kanıtlanmıştır. MIND diyetine yüksek uyumlu beslenenlerde ise riskin yüzde 53 oranında azalma saptanmıştır.”
MIND diyetinin hayata geçirilmesinin kolay bir diyet olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Yaprak Alper, uygulama konusunda şu önerilerde bulundu:
"Her gün yeşil bir salata ve diğer bir öğünde farklı bir sebze yiyip, yağlı tohumları ara öğünlerde ve salatalarda tüketebilirsiniz. Haftada en az iki kez tavuk ya da hindi ve haftada en az bir kez balık tüketimini sağlamak için sadece salataların üzerine eklemek yeterli. Tam tahıl tüketimi için kolesterol dengeleyici etkisi de bulunan sade yulaf ezmesini süt ya da yoğurtla sabah ya da ara öğünlerde tercih etmek, yemeklerde tam buğday unundan yapılmış ekmekleri tercih etmek, beyaz pirinç yerine esmer pirinci ya da bulguru tercih ediyor olmak yeterli. Yaban mersini, böğürtlen, ahududu, karadut, çilek, kuş üzümü, kızılcık meyvelerinin bulunması zor ve pahalı olabileceğinden en az tazesi kadar yararlı olan donmuş olanları tercih edilerek kahvaltı ve ara öğünlerde yulafa, yoğurda katılarak tüketilebilir. Uygun bir seçenek olan kuru baklagiller haşlanarak salatalara, çorbalara katılabilir ve bulgur pilavı ile servis edilebilir. Yemek pişirmeye vakti olmayanlar için ise haşlanmış nohut ve kuru fasulye gibi kuru baklagil konserveleri iyi yıkanmak şartıyla uygun bir seçenektir. Yemekleri pişirme yöntemi olarak fırında, buğulama, ızgara, haşlama, buharda ve mikrodalga yöntemleri tercih edilmeli."