Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) oluşumunda yüzde 80 – 90 oranında genetiğin rol oynadığını, tedavi edilmemesi durumunda akademik başarısızlıktan madde bağımlılığına dek pek çok sorunu beraberinde getireceğini söyledi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı, Konak Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve iki gün süren dikkat eksikliği ve hiperaktivite eğitiminde 900 öğretmene hizmet içi eğitim verildi.
Hastalık bir gecede ortaya çıkmaz
Eğitimi veren Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, bu bozukluğun anne-babanın çocuğuna hatalı davranmasından kaynaklanmadığını belirtti. Prof.Dr. Ercan, “Bir gecede bu hastalık ortaya çıkmaz. Genetik miras kişinin ileride dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olup olmayacağı konusunda önemli belirleyicidir. Kalıtım dışında annenin gebelikte sigara, kurşun gibi bazı zehirli maddelere maruz kalınması, alkol gibi etkenler de tetikleyici olabiliyor. Hiperaktivite bozukluğu olan çocukları öğretmenlerimiz, sınıflarında kolayca fark edebilir. Yerinde duramayan, büyüklerin 'arkasına motor takılmış gibi' ya da 'kurtlu' diye tanımladıkları çocuklar, bu çocuklardır. Aile, öğretmen ve rehber öğretmenle birlikte hareket ettiğimizde çok başarılı sonuçlar alıyoruz" dedi.
Tedaviden vazgeçmeyin
Ailelerin ilaç tedavisi nedeniyle kimi zaman endişe yaşadıklarına ve tedaviden vazgeçtiklerine vurgu yapan Prof. Dr. Ercan, uzman önerisiyle kontrol altında verilen ilacın zarar değil kişiyi birçok olumsuzluktan koruduğuna işaret etti. Prof. Dr. Ercan, tedavi edilmeyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun ilerleyen yıllarda akademik başarısızlık, ilişkilerde sorunlar, yasal sorunlar, sigara, alkol ya da madde bağımlılığı, para yönetememe, sağlıksız yaşama ve hatta yaşamını kaybetme gibi sorunları, tehlikeleri de beraberinde getireceğini kaydetti.
Erken tanı önemli
Prof. Dr. Ercan, erken tanı, tedaviyi sürdürmenin ve bilinçli olmanın bu rahatsızlıkla baş etmede etkili olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Ercan, dikkat eksikliği konusunda ‘ilgi alanında olan dikkatle’, ‘görev alanında olan dikkat’ arasında fark oluştuğunu da söyledi. “Çocuk bilgisayar başında ya da televizyon izlerken çok dikkatli olabilir. Ama aynı dikkati verilen ödevi yaparken gösteremez. Yere kalemini düşürür, oturamaz, kalkar dolaşır, bir şeyler atıştırır, ödevi yapmakta zorlanır. Ancak yapılan işin sonunda bir ödül ya da büyük bir ceza varsa dikkat gösterir” diye konuştu.