Enfeksiyon korkusuyla gelişen aşırı korumacı davranış biçiminin, ailevi yatkınlığı olan bireylerde, özellikle çocuklarda alerjik hastalık oluşma riskini artırabileceği belirtildi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kıymet Handan Kelekçi, teknolojinin gelişimiyle birlikte hijyen duyarlılığının ve buna paralel olarak alerjik hastalıkların görülme sıklığının arttığını söyledi.
Gelişmiş ülkeler “alerji” çıkmazında
Çevresel faktörlerle alerjinin artan yaygınlığı arasındaki ilişkiyi açıklamak için ortaya atılan “hijyen hipotezi” tanımına değinen Doç. Dr. Kelekçi, alerjide yaşananların bu hipotezi destekler nitelikte olduğunu vurguladı. Son yıllarda alerjik hastalıkların özellikle gelişmiş ülkelerde büyük artış gösterdiğini dile getiren Doç. Dr. Kıymet Handan Kelekçi, aşırı temiz, titiz ve hassas davranan ailelerin çocuklarında alerjiye daha sık rastladıklarını söyledi. Doç. Dr. Kelekçi, “Aşırı hijyenle beraber çocuklarda mikrobik hastalıkların görülme sıklığı azalıyor belki ama doğal ortamdaki mikroorganizmalarla karşılaşmamak, vücudun savunma sisteminin gelişimini olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Kıymet Handan Kelekçi'nin verdiği bilgiye göre, günümüzde alerjinin artmasının tek nedeni “hijyen teorisi” değil. Diyet alışkanlıklarının değişerek doğal gıdalar yerine hazır, katkı maddeleri içeren alerjen düzeyi yüksek gıdaların yoğun tüketimi de besin alerjilerine neden olabiliyor. Özellikle kadınlarda sigara içme alışkanlığının artması, annelerin hamilelikte ve emzirme döneminde sigara içmiş olmaları, kapalı ortamlarda sigara dumanına maruz kalmaları da bebeklerde alerji riskini artırabiliyor. Bununla birlikte hava kirliliğinin artması ve zehirli gazların solunması deri alerjileriyle beraber astım gibi solunum yolu alerjilerinin oluşumunu tetikleyebiliyor.
Nedeni bulmak kolay değil
Alerjinin, derinin yanı sıra; solunum, sindirim, dolaşım gibi pek çok sistemi ilgilendirdiğini söyleyen Doç. Dr. Kelekçi, alerjinin neye karşı olduğunun belirlenmesinin çok kolay bir işlem olmadığını söyledi. Parfüm, saç boyası, kemer, tırnak cilası, krem, eldiven, kolye gibi birçok maddeye karşı alerjinin gelişebileceğini anlatan Doç. Dr. Doç. Dr. Kıymet Handan Kelekçi, tüm bunların belirlenmesi için hastalara deriye yapıştırılan ve 48 saat bekletilen “yama testi” uyguladıklarından söz etti. Deriye iğneyle uygulanan testlerin de olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kelekçi, bu tip testleri daha çok gıda, bitki, polen, küf ve ev tozu akarlarına karşı alerjiyi belirlemek için kullanıldıklarına değindi.
Alerjide kalıtımın rolü büyük
Egzama, cilt kuruluğu, avuç içinde deri çizgilerinin artması, göz altı koyuluğu, yüz solukluğu, terlemeyle ortaya çıkan kaşıntı, yiyecek duyarlılığı, deri enfeksiyonlarına yatkınlık ve IgE gibi testlerinin yüksek olması alerjiye yatkınlığın belirtileri arasında. Alerjide kalıtımın rolü de büyük. Özellikle de annede egzama hikayesi varsa risk daha fazla. Ebeveynlerinden biri alerjik olan çocuğun atopik bir bünyeye sahip olma riski yüzde 50. Hem anne hem de babası alerjik olduğunda ise bu oran yüzde 80 ‘e kadar çıkabiliyor. Doç. Dr. Kelekçi, alerjisi olanların aşırı banyo, keseleme, lifleme alışkanlığından ve katkı maddeli yiyecek tüketiminden kaçınmaları gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Kıymet Handan Kelekçi, Ayrıca alerjiye neden olan madde biliniyorsa, ondan da mümkün olabildiği kadar uzak durmak gerektiğini sözlerine ekledi.