2015 yılı ikinci çeyreğine ilişkin yüzde 3,8'lik büyüme verisini değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar "Adeta yangın yerine dönüşen, hergün eskisi küllenmeden yeni bir acıyla uyandığımız, adeta kardeş kavgasına dönüşmeye başlayan toplumsal ortamda ekonomi konuşmak ne yazık ki anlamını yitiriyor. Ancak can güvenliğinin ardından en önemli ihtiyaç olan tüketim için üretimin olması, üretimin de en az nüfus artışı kadar artması gerekiyor. Bu nedenle ekonomi hep önemli olacaktır” dedi.
Başkan Yorgancılar Türkiye'nin önceliğinin akan kanın acilen durdurulmasında olduğunu söylerken, seçimlerden sonra hükümetin kurulmasında gecikme yaşanmaması gerektiğini, yeni hükümetin de terör ve ekonomi öncelikli adımlar artmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
İkinci çeyrek büyümesinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğine dikkat çeken Yorgancılar, “Yılın ikinci çeyreğinde kurlardaki artışa rağmen mal ve hizmet ihracatı gerilerken ithalatın artmış olması iç talep ve ithalatla büyüdüğümüzü ortaya koyuyor. Kanımızca Türkiye bu yılın en yüksek büyümesini ikinci çeyrekte görmüş oldu. Üçüncü çeyrekte daha düşük, son çeyrekte ise negatif büyüme hızıyla karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksektir” diye konuştu.
Bu gelişmelere bağlı olarak yıl sonunda ekonomik büyümenin yüzde 2 gibi ülke potansiyelinin ve de ihtiyacının oldukça altında gerçekleşmesinin beklendiğini kaydeden Yorgancılar şu görüşleri dile getirdi: “Böylesi yetersiz büyümede olumsuz küresel koşullar kadar, diyalog ve uzlaşma kültürü gelişmemiş siyaset kurumunun tavırları ile hükümetin kurulamaması da etkili olmuştur. Adeta ekonomi siyasete kurban edilmiştir. Bu süreç artan enflasyon, artan faizler, artan işsizlik olarak sanayiciler ve halkımıza dönecektir. Korkumuz büyüme açısından kayıp bir olacak 2015 yılının ardından 2016 yılının da kaybedilmesidir.”
Yılın kalan bölümündeki riskler
Ekonominin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8, yılın ilk yarısında ise yüzde 3,1 oranında büyümesini değerlendiren Başkan Yorgancılar şöyle konuştu: “Harcama büyümesi boyutundan bakıldığında; kamu ve özel tüketim ile özel kesim yatırımlarının yüksek oranda arttığı, ihracatın gerilediği, ithalatın arttığı (böylece büyümeyi olumsuz etkilediği) bir ikinci çeyrek yaşadık. Üretim ve ihracatla büyümesi gereken Türkiye hala tüketimle büyümeye devam etmektedir. Ancak bu çeyrekte yatırımlardaki artış bizleri oldukça mutlu etti. Genel seçimler nedeniyle politik konjonktürün yüksek olduğu bir dönemde yatırımlardaki bu artışın biraz üretimin gerektirdiği zorunluluklardan, biraz da seçim sonrası kur ve faizlerdeki olası belirsizliklerden kaçınmak için yapıldığını düşünüyoruz. Keşke yılın kalan bölümünde de bu yatırımların artışını destekleyecek sosyal ve politik ortamı sağlayabilmiş olsaydık.”