Ege Genç İşadamları Derneği'nin (EGİAD) bu yıl beşincisi düzenlediği "Sektör Tanıtım Günleri ve İş Zirvesi" başladı. Kültürpark'taki Uluslararası Fuar Alanı 1A ve 1B hollerinde düzenlenen etkinlik kapsamında 80 dolayında firma ürün ve hizmetlerini tanıtmak üzere stand açtı. İş Zirvesi kapsamında ise Oda, Borsa ve STK başkan ve temsilcileri, akademisyen, ekonomist ve iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin katıldığı paneller düzenleniyor.
Etkinliğin açılışında konuşan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen, Türkiye ekonomisinin dünyanın içinde bulunduğu durgunluk ve kriz koşullarında bazı göstergeler dışında iyi bir performans sergilediğini söyledi. Küresel ekonomik krizin yarattığı durgunluğun bir ölçüde büyüme yönlü bir eğilime döndüğünü anlatan Şen, şu konulara dikkat çekti:
"Bu noktada en önemli olumsuzluklar cari açığın çok yüksek seviyelere ve GSMH içindeki payının da kabul edilebilir orandan daha yüksek bir orana ulaşması, ihracatta kriz öncesine nazaran görülen nispi daralma ve ithalat faturasının kabarmasıdır. Ancak, ithalat talebinin artması en önemli tehditlerden biridir. İç tedarik kaynaklarının yüksek maliyetleri nedeniyle ithal hammaddeye giderek daha çok bağımlı hale gelen sanayimiz katma değer yaratma açısından kısır bir döngüye girmektedir."
Yerli sanayimizin rekabet gücüne kavuşması açısından ara malı üreten sektörlerdeki maliyet baskısını azaltacak üretim teşviklerinin devreye sokulmasını gerektiğini vurgulayan EGİAD Başkanı Temel Aycan Şen, "Türkiye, ihracattan kazandığı dövizleri petrol hariç olmak üzere ithal girdi faturasını ödemekte kullandığı sürece dış ticaret açığının daha da artması söz konusudur" dedi. Şen, "Bütçe açığını kapatmak için yapılan zamlar ve ÖTV artışları da piyasalarda talep daralması sonucunu doğurmaktadır. Türkiye ekonomisi 2023 giden yolda tarım, sanayi ve hizmetler olmak üzere üç temel eksen üzerinde büyüyecektir. Bunlardan hiçbiri diğerinden daha az önemli değildir" diye konuştu.
Türkiyenin mevcut sektörel yapı ve ürün deseniyle, küresel rekabet sürecinde yol alamayacağını söyleyen Temel Aycan Şen, "Sanayi toplumu olma sürecine 150 yıl gecikmeyle başlayan Türkiyenin bilgi toplumu sürecini de ıskalaması kabullenilemez bir olgudur. Türkiye kaybettiği sanayileşme vizyonunu yeniden belirlemelidir" diyerek şu görüşleri dile getirdi:
"Son yıllarda yapılan bölgesel teşvik sistemi, öncelikli sektörlerin yeniden belirlenmesi, alt sektörler bazında uzun vadeli planlama gibi çalışmaları önemsiyoruz. Ancak, bu çalışmalarda karar ve tercihler çok iyi projeksiyonlara ve ekonomik analizlere dayalı olarak yapılmalıdır. Bu nedenle, Türkiyenin sanayi envanterinin ve sanayi profilinin tam olarak saptanması gerektiğine inanıyoruz. İmalat sanayiinde Türkiye, 10-20-30 yıllık senaryolara dayalı, ciddi bir stratejik planla hareket etmelidir. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiyenin sanayileşme stratejisinin ana eksenleri sürdürülebilirlik, yüksek katma değer yaratma gücü ve dış pazar potansiyeli olmalıdır."