İzmirde tıbbi mümessillik yapan iki çocuk babası Noyan Taner böbrek yetmezliği nedeniyle ölümle yüzyüze geldi, hayat arkadaşı Serap Taner'in bir böbreğini vermesiyle yeniden hayat buldu.
Bir ilaç firmasının temsilciliğini yapan Noyan Taner (45), bu yılın başında zayıflama, kusma, mide bulantısı gibi şikayetler, yüzünün renginin kara-sarıya dönüşmesi gibi belirtilerle karşı karşıya kaldığında, bunları önce çok çalışmasına bağladı. Enfeksiyondan kuşkulandı, 45 yaşına geldiği için de kalp, akciğer ve karaciğerlerini kontrol ettirdi. Doktorların bu konudaki uyarılarını dikkate alan Taner, tetkikler temiz çıkınca rahat nefes aldı. Her zaman olduğu gibi geniş doktor çevresinde çalışmalarını sürdürdü. Ulusal Diyabet Kongresinde bir dahiliye uzmanı arkadaşına, herkesin kendisine renginin kararıp sarardığını söylediğini belirtip ne olabileceğini sordu. Dahiliye uzmanı kendisinden bazı tetkikler yaptırmasını istedi. Taner, peçeteye yazdığı tetkik listesini cebine koyup, unuttu. Aynı takım elbisesini giydiği gün cebindeki peçeteyi bulan Taner, iş için bulunduğu bir devlet hastanesinde hemen gidip tetkik yaptırdı. Kanda bakılan kreatin, üre değerleri oldukça bozuk çıkan Taner, ardından yapılan yeni tetkiklerle Kronik böbrek yetmezliği hastası olduğunu öğrendi. Süreç hızlı gelişti, bir süre diyalize bağlanan Taner, böbrek nakli kararı alınması üzerine İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Eşi Serap Tanerin uygun verici çıkması üzerine Taner, ameliyat masasına yattı. Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu, Uzm. Dr. Serkan Yıldızdan oluşan nakil ekibi, Noyan Tanere 21 yıllık eşinden alınan bir böbreği nakletti. Hayat arkadaşının can aşıladığı Noyan Taner yeni böbreğiyle ikinci yaşama başlarken, yaşadıklarından herkesin ders almasını istedi. Başına bu hastalık gelmeden doktor yüzü bilmediğini belirten Taner şunları söyledi:
Sağlıklı bir kişiydim. Sağlık sektöründe çalışmama, çevremde onlarca doktor olmasına karşın sorunlarım olmadığı için belki 10 yıl hiç hasta olarak doktora başvurmadım. 26 yıllık sigortalıyım, bugüne kadar sigortadan tek aspirin dahi almadım. Bu yılın başında çabuk yorulmaya başladım, çalışmaktan diye düşündüm. Sonra zayıflama, kusma, mide bulantısı gibi şikayetlerim oldu. Yaşım da 45e gelmişti. Doktorlar her zaman kalp, akciğer, karaciğerlerin kontrol edilmesi uyarısı yapar. Ben de bu uyarıları dikkate alıp tetkik yaptırdım ama bir şey çıkmadı. Herhalde enfeksiyon var, diye düşünüyordum. Bir kongrede beraber olduğum doktor arkadaşıma şikayetlerimden söz edince benden yeni tetkikler istedi. Cebime koyup sonradan bulduğum peçetedeki tetkikleri yaptırdıktan sonra acı gerçekle karşı karşıya kaldım. Böbrek yetmezliği sinsiymiş, son ana kadar hiç belirti vermedi. Meğer benim böbreklerimdeki yetmezliğin başlangıcı 8-9 yıl önceye dayanıyormuş. Arkasından da diyaliz süreci başladı, eşim gözünü kırpmadan beni makineli yaşamdan kurtardı. Ama zor bir süreç geçirdim. En önemli organlarıma baktırmıştım ama böbreklerim aklımın ucundan bile geçmemişti. Eğer o tetkikleri yaptırmasaydım hastaneye ambulansla getirilecek duruma düşecektim. Benim önerim sağlık ocaklarında bile yapılabilen üre, kreatin tetkiklerini ihmal etmemek. Aman böbreklerini unutmayın diyorum. Hayat arkadaşım bana hayat verdi, kendisine çok teşekkür ediyorum.
Öte yandan sapasağlam eşinin bir anda nakillik hasta haline geldiğine dikkat çeken Serap Noyan, Böbrek sağlığı çok önemli. Eşime hayat aşısı olabildiğim için çok mutluyum, ona canım canım feda olsun dedi.