Kalemin düşüşü çok ses çıkarır. Çarpmanın etkisinden midir sesin yankısından mı; kalem parçalanınca söz kırılır, hikâyeler dökülür. Ki onlar, dünya var olduğundan bu yana
Duygu Özsuphandağ Yayman
Elek
Kirli balkon
Çamaşır yıkamış yine. Tek tek silkeledi, astı, balkondaki eski ipe. Bir bir dizdi hepsini, herkesi. Uzun sürdü biraz çünkü her birine uygun mandallar buldu.
İlkokuldan önce anaokulu var
Neden ilkokul diyorlar? Ondan daha önce anaokulu var dedi benim bıdık, geçenlerde. Çarşıda yürüyorduk. İlkokula giden ikizlerine forma alan arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorduk. Dedim ki,
Yaratıcı yazarlığa pek çok kapıdan girilebilir…
Bazen, bazı yazılara başlarken, Söze nereden girsem, okuru konuya hangi kapıdan buyur etsem?” çelişkisi yaşadığım doğrudur. Yanlış anlaşılmaya! Sebep, sözü döndürüp dolaştırıp bir türlü
Buralar yakında ıssız kalacak
İlk ne zaman geçmişti aklımdan? Facianın, özverili muhabirlerce ilmek ilmek ortaya çıkarılan haberlerini an be an takip ederken mi? Sosyal medya Soma bombardımanına tutulurken
Bizim dilimiz yok, duyuyor musun? *
Sokakta oyun oynarken aldılar beni. Oyuncak bebeğimden ayırdılar. Sekseğin çizgileri silinmemişti bile kaldırımdan. Hayatı tanımak için daha fazla oyuna ihtiyacım vardı. Okuldan aldılar beni.
Kendime notlar: Evet, umut var ama çok da heveslenme
Önceki akşam odasında, birbirinden bağımsızca yere döktüğü oyuncaklarının ortasında ikimiz, bir tren yoluyla, bir beton kararla, bir falanla filanla oynarken, – Anne, sen çok
Yemek sorununa bir çentik…
Eveeet, efendim! Nerede kalmıştık? Yemek sorununda mı? Hem Evet hem Hayır. Hayır! Daha o soruna girmemiştik. Ama evet… Aslında ben hep o sorunun içindeydim;
Zekanın anneyle bir ilgisi olmalı…
Konuşmayı, hemcinslerine göre epey erken öğrendi Çınar. 1.5 yaşını doldurmasına iki hafta kala, epey bir dili çözülmüştü. Bebekliğinden itibaren hep bir şeyler söyleme çabasındaydı
Bazen ne diyeceğimizi bilemiyoruz!
– Baba nereye gitti? Benim sarı taksim yok ya, belki onu almaya gitmiştir… Geçenlerde bir akşam, lazımlığına oturmuş tuvaletini yapan oğlum, yüzünü ellerinin arasına