Demans hastalığında ilaç kullanımının önemine dikkat çeken uzmanlar, ilacın yanısıra genel basit önlemlerle de hastalıkla mücadele edilebileceğini belirtiyor. Alman Alzheimer Akademi Başkanı Mefküre Ülker, demans hastalarının düşünme yetisinin eskisi gibi çalışmadığını belirterek, huzursuz, agresif tutumlar sergileyebileceklerini, ayrıca da çevrelerinden el ayak çekip kendi dünyalarında yaşadıklarını söyledi. Bu durumda psikososyal (*) müdahalelerin en az ilaç kadar önemli olduğunu vurgulayan Ülker, “Hasta kişiyi strese sokabilecek her şeyden kaçınılması gerekir. Alınacak bazı tedbirler, hastalığın yıkıcı etkilerini hafifletebilir” dedi.
Ülker, demans hastası olan kişilerin genellikle bakımevine çok erken yatırıldığını ve antipsikotik ilaçlarla tedavi edildiğini anımsattı.Bu tür ilaçların, demans hastalarında ciddi yan etkilerinin ortaya çıkabileceğini belirten Ülker “Atipik antipsikotikler olarak adlandırılan ilaçlar, en çok tercih edilen tedavi çeşididir. Bununla birlikte, bu ilaçların demans hastalarında inme, hareket bozuklukları, düşme, diyabet ve kalp ritmi bozukluklarını arttırdığı dikkate alınmalıdır. Bu noktada ilacın yararlı olup olmadığı bireysel olarak göz önüne alınmalıdır” dedi.
Alman Alzheimer Akademi Başkanı Mefküre Ülker, demans hastalarında koşulların uygun hale getirilmesiyle hasta ve hasta yakınının hayatının kolaylaşabileceğini söyledi. Ülker bu konuda yapılabileceklere ilişkin şu önerileri dile getirdi: “Demans hastası kişi gürültülü bir caddedeki odadan daha sessiz bir odaya alınmalı veya televizyon sürekli çalıştırılmamalıdır. Demans hastası olan kişiyle, ona en iyi gelen şeyin ne olduğunu izleyerek görmelisiniz. Bazı demans hastalarında psikotik belirtiler istirahat ile değilde ergoterapi, bir terapi köpeği veya basal stimülasyon ile uyarıldığında daha fazla azalma gösterir. Örneğin dört ayaklı sevimli bir dost bazen hayali kötü komşuları ilaçtan daha iyi uzaklaştırabilir” diye konuştu.
(*) Psikososyal : Birbirini sürekli etkileyen psikolojik ve sosyal etkilerin hareketli ilişkisi