Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMIB) tarafından düzenlenen Hayatımız Maden Çalıştayı’nın üçüncüsü 16 Kasım 2019 günü İzmir’de “Sürdürülebilir Madencilik” temasıyla gerçekleştirildi. Çalıştayda çevre, mevzuat ve başarı hikayeleri başta olmak üzere madencilik sektörünün gündemindeki konular masaya yatırıldı. Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, madencilik sektörünün 15 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacak potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Hayatımız Maden Çalıştayı’nın üçüncüsüne Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, sektörün 15 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ve maden sektörü profesyonelleri katıldı. Madenlerin insan ve toplum yaşamının önemli bir parçası olduğunu belirten Prof. Dr. Kalaycı, “Toplumların refahı ve ekonomik kalkınması için şarttır ve gelişmiş ekonomilerin bugün geldiği noktada büyük rol oynamıştır” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin tümüne yakını madenciliğin sonucudur. Ülkemizde çok çeşitli madenler var ancak karmaşık jeolojik yapımız maden armayı zorlaştırıyor. Dünyada yer altı kaynakları sıralamasında 132 ülke arasında üretim değerimizle 28, maden çeşitliliği bakımından da 10. sırada yer alıyoruz. Ülkemiz metalik madenler, enerji hammaddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zengin. Yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması ve değer zincirinin oluşturulması bakanlığımızın temel hedefi. Yeni maden kanunu çalışmalarımız da devam ediyor. Bu kanunu madencilik sektörüyle beraber çalışarak, el ele çıkaracağız.”
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay da bakanlık olarak madencilik sektörüne çok önem verdiklerini belirterek şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye olarak madencilikte 4.7 milyar dolara ulaşan bir ihracatımız var. Bunun 1.9 milyar doları mermerden geliyor. Dünyada maden ihracatı rakamı totalde 16-17 milyar doları buluyor. Hacim olarak ise dünya rezervleri 15 milyar metreküp iken bizde bu rakam 5.1 milyar metreküp oluyor. Bu da aslında katma değerli ürün satışında daha yol almamız gerektiğini gösteriyor. Devletimiz ve bakanlıklarımız olarak bu konuda desteğimiz tam. 2019 yılında tam 14 ticaret heyeti düzenlendi ve bizler de desteğimizi gösterdik. İhracatçımızın her zaman yanındayız. Madencilerimizin, mermer doğal taşçılarımızın her zaman yanındayız. Kendimize güvenmemiz lazım. Çok güzel işler başaracağımızdan şüphemiz yok.”
Çalıştaya emeği geçen sektörün sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, “İlk Çalıştayımız’da dokuz sivil toplum kuruluşuyla başlayan sektörel mutabakatımız bugün 15 kuruluşa ulaştı. Artık 15 sivil toplum kuruluşu birlikte hareket ediyor, sektörümüz için el ele çalışıyoruz” diye konuştu. Madenciliğin modern hayatın can damarlarından biri olduğuna değinen Kaya, “Maden denildiğinde akla öncelikle sanayi gelse de aslında Hayatımız Maden! Bugün evimizde kullandığımız telefona, su içtiğimiz bardaktan elimizden düşürmediğimiz tabletlere, uçaklardan gemilere kadar hayatımızın vazgeçilmezi olan birçok ürün farklı madenler içeriyor. Modern sağlık hizmetleri, bankacılık sistemleri, ulaşım, ısınma, gıda gibi birçok sektör maden sektörüyle yaşıyor. Hal böyleyken hem doğru madencilik yapmamız hem de bunu kamuoyuna doğru anlatmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin en önemli öz kaynaklarından biri olan madenlerin yeryüzüne çıkarılıp, yerinde işlenerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini anlatan Kaya, dünyadaki 90 çeşit madenin 77’sinin Türkiye’de bulunduğuna dikkat çekti. “Dünya metal maden rezervlerinin binde 4’ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin yüzde 2.5’i, kömür rezervlerinin binde 1’i ve jeotermal potansiyelinin binde 8’ine sahibiz” diyen Kaya, artık hammadde üretip satmak yerine dünya pazarına katma değerli ürünler sunulmasının şart olduğunun altını çizdi. Madencilikte dışa bağımlılığa da dikkat çeken Mevlüt Kaya, şunları söyledi:
“Ülke olarak toplam ithalatımızın yaklaşık yüzde 75’ini enerji, hammadde ve ara mal kalemleri oluşturuyor. İhtiyacımız olan enerji kaynaklarını ve metalleri dışarıdan satın almak için çok büyük bedel ödüyoruz. İthal kömür, demir cevheri, altın, bakır, kurşun, çinko ve birçok maden ve metal için her yıl yaklaşık 25 milyar dolar harcıyoruz. Öz kaynaklarımız ise hala toprağın altında yatıyor! Bu yeraltı kaynaklarının çıkarılıp ekonomiye kazandırılmasının milli bir görev olduğuna inanıyor, madenlerimizi işleterek milletimizin yararına sunmak istiyoruz. 'İnadına Üretim, İnadına İhracat' diyoruz.”
Madencilik sektörünün 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 9,2 küçüldüğünü anlatan Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, “82 milyonun ev sahibi olduğu madenlerin kiracıları olarak, inadına üretim, inadına ihracat sloganıyla hareket ediyoruz. 2019 yılının Ocak - Ekim döneminde Türkiye’ye 3,6 milyar dolar döviz kazandırdık. Madencilik sektörü 15 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacak potansiyele sahip” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu potansiyeli ortaya çıkarmak için konunun tüm taraflarını Hayatımız Maden Çalıştayı’nda buluşturduk ve yol haritamızı belirledik. Madencilik sahalarında Devletin ilgili kurumlarınca verilen izinler dahilinde ve yine bu kurumların gözetim ve denetimi altında çalışan birçok maden işletmesi bulunuyor. Ülkemizin maden ihtiyacını karşılayabilmek, dışa bağımlılığı azaltabilmek için sürdürülebilir bir maden üretimini gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için çevre ile dost, insan sağlığını üretiminin merkezine oturtan ve sürdürülebilir bir üretim zincirini iyi yöneterek amacımıza ulaşabiliriz. Çalıştayımızın bu anlamda da sektöre ve ülkemize büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz.”