İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Geriatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Alper Döventaş Türkiye’nin yüzde 8,5’lik kısmının 65 yaş üstü insanlardan oluştuğunu, yaşlılarla ilgilenecek hekim sayısının artırılması gerektiğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Fuar İzmir'de ikincisi gerçekleştirilen Uluslararası İzmir Keyifli Yaş Alma Fuarı ve Kongresi’nde konuşan Prof.Dr. Döventaş,“Yaşlıların en önemli sağlık sorunu aslında sistemle ilgili. Baktığınızda karşımızda bir tarih yatıyor. 70-80 yaşında insanlar özünde kendilerine zaman ayrılmasını istiyorlar. Bizlerin yaptığı onlara zaman ayırmak. Sistemin de bu zamanı daha verimli bir yöntemle artırmaya yönelik işlemesi gerekiyor. Yaşlılarımız hangi hekime gitseler çok söz dinlerler. Bu noktada önemli olan yaşlılarla ilgilenecek hekim sayılarının artırılması. Çok sayıda ve disiplinler arası bir ekibin oluşturularak yaşlılarla çalışmaya gönüllü olan bir ekibin birlikte hareket etmesini özendirmek gerekiyor. Türkiye’nin yüzde 8,5’lik bir kısmı 65 yaş üstü insanlardan oluşuyor. Bu da yaklaşık 8 milyonun üzerinde bir yaşlı nüfusu işaret ediyor. Fakat bizim Türkiye genelinde toplam geriatri sayımız 110… Bu noktada yaşlılarla ilgilenecek hekim sayılarının artırılması gerekiyor” dedi.
Ağrılar bir canlılık bulgusu
Yaşlı hastaların en önemli sıkıntılarından biri olan ağrılarla ilgili de bilgi veren Prof.Dr. Döventaş “Ağrı tıpkı nabzınız, tansiyonunuz, soluk sayınız, vücut ısınız, oksijen yüzdeniz gibi önemli bir canlılık bulgusudur. Akut ağrı özellikle bir savunma mekanizmasıdır. Tabii ki sebebinin ortaya konması lazım. Ağrı kesiciler konusunda yaşlılar için önerimizde değişiklik yok. Amerikan Geriatri Birliği dahil tüm dünyada kabul edilen değer “parasetamol” etken maddesi olan yani en basit ağrı giderici ve özünde ateş düşürücü özelliği daha fazla olan bir ilaç grubudur. Ödem, şişkinlik, çözücü etkisi daha azdır ve en güvenilir ilaç grubudur. Dozunu da tabii ki 4 gram üzerine çıkarmamak gerekir. En güvenle alınabilecek tek ilaç grubu budur. Onun dışındaki tüm ilaçlar ciddi etkileşim içerisindeler. Mutlaka hekim gözetiminde kullanılmak zorundadır” bilgisini paylaştı.
Grip yaşlılıkta da önemsenecek bir hastalık değil
Özellikle mevsim geçişlerinde ve kış aylarında sıkça görülen grip ve soğuk algınlığına yönelik yaşlıların endişelenmemesi gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Döventaş, grip aşılarının hastalığı önlemediğine dikkat çekti. Uzman doktor, “Grip ilaçlı yedi günde ilaçsız bir haftada geçer” şeklinde bir tabir kullanır büyüklerimiz. Grip aslında çok da kötü bir şey değildir. Yeter ki sizin bağışıklığınız çok kötü olmasın. Eşlik eden ciddi hastalıklarınız varsa tabii ki anti-gribal ilaçları doktor kontrolünde almalısınız. Grip aşıları gribi tamamen önlemez, gribin üzerine zatürreye sebep olacak daha kötü mikropların eklenmesini ya da daha hafif geçmesine sebep olur” diye konuştu.
Yumurta alerjisi olanlara grip aşısı önermeyiz
Grip aşısının kullanım ve dozuna yönelik bilgiler veren Prof. Dr. Döventaş, “Yumurta alerjiniz varsa grip aşısını önermeyiz çünkü yumurta genleri üzerinden üretilen bir aşıdır bu. Onun haricinde hafif grip semptomlarına sebep olabilir. Canlı aşı yapılacağı için bağışıklık sistemini etkileyen bir ilaç kullanıyorsanız aşıyı ya tedaviden bir ay önce ya da bir ay sonra yapmanız gerekiyor ki vücutta o virüsü aktif hale getirip kötü sonuçlar etki etmesin. Özellikle romatizma ilaçları bağışıklık sisteminizi zayıflattığı için benzeri ilaç grupları kullanırken aşı olmaya dikkat etmek gerekiyor” dedi.
Uzun ama kalitesiz yaşam manasız
Prof. Dr. Alper Döventaş,“Hangi yaşta hangi durakta indiğiniz değil o durağa nasıl geldiğinizle ilgili olan bir şeydir hayat. Ne kadar kaliteli yaşadıysanız kendiniz için o kadar gerekeni yapmışsınız demektir. Daha uzun ama kalitesiz bir yaşamın da manası yoktur. Dolayısıyla hedefimiz sağlıklı ve kaliteli bir şekilde yaşlanmak. Fonksiyonel olabilmek, sosyal ve psikolojik anlamda aktif olabilmek, ağrısız bir hayat sürebilmek adına yapabileceklerinin maksimumunu yapmak kısacası tek başına idare edebilmek bu işin en büyük sırrıdır. Bu fuar ve kongreyi çok önemsiyorum. Bu yıl ikinci kez düzenleniyor ve benim de ikinci gelişim. Bu gelişimde çok daha mutlu ve de umutluyum. İzmir, sosyal yönetim politikası ile bu tarz işler için çok uygun bir yer. Bunu tüm Türkiye’ye yaymalıyız. Gönüllü bir şekilde zaman ayırmak ve destekleyen sistemlerin yapılması gerekiyor” diye konuştu.