Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Diyabet Çalışma Grubu uzmanlarından, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serpil Salman, zatürre hastalığının diyabetliler için tehlikeli sonuçları olabileceğine dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl 24-30 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Dünya Aşı Haftası nedeniyle görüşlerini dile getiren Pro.Dr. Salman, toplumda bu konudaki farkındalığın yeterince gelişmediğini belirterek diyabetli hastaların zatürreden korunmaya dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Erken teşhis önemli
Zatürrenin, akciğer dokusunun iltihaplanması sonucu oluştuğunu belirten Prof.Dr.Serpil Salman, “Hastalık başta bakteriler olmak üzere çeşitli mikroorganizmaların etkisiyle oluşabilir. Belirtileri arasında öksürük, iltihaplı balgam, üşüme, titreme, ateş, yan ağrısı ve halsizlik bulunan zatürre, erken teşhis edilirse iz bırakmadan iyileşir, ancak özellikle eşlik eden diyabet, kalp hastalığı, kanser gibi hastalıkları olanlarda seyri yoğun bakım gerektiren ciddiyette olabilir. Zatürreden korunmanın en etkin yolu ise aşılamadır” dedi.
Aşılamanın en önemli bağışıklık kazanma yöntemi olduğunu dile getiren Prof.Dr. Salman, “Aşılama bir kişinin bağışıklık sistemini uyararak, enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmasını sağlamaya yönelik bir işlemdir. Bu sayede bireye hastalık bulaşmaz, bulaşsa bile daha hafif atlatılır ya da hastalık yüzünden hastaneye yatış ve ölüm gibi riskler önemli ölçüde azalır. Hastalıkların yayılması ve hatta tamamen yok edilmesi sağlanabileceğinden aşılama toplum sağlığı için de önemlidir” diye konuştu.
Diyabetlide risk üç kat fazla
Diyabetlilerin zatürreye yakalanma riskinin üç kat daha fazla olduğunu ve hastalığın diyabetlilerde daha ağır seyrettiğini kaydeden Prof.Dr.Salman, “Diyabetli hastaların zatürreye yakalanması durumunda hem hastaneye yatış ihtiyacı hem de yatan hastalarda ölüm riski artar. Ayrıca kan şekeri dengesizleşir, aşırı yükselme ve düşme görülebilir” bilgisini paylaştı.
Diyabetli olsun ya da olmasın aşılananlarda zatürre gelişme riskinin azaldığını vurgulayan Prof.Dr.Serpil Salman, özellikle invaziv pnömokokkal hastalık denilen, daha ağır seyirli tablonun gelişme riskinin yüzde 75 azaldığını belirtti.
Uzun zamandır diyabet hastası olan kişilerde ve yaşlı diyabetlilerde hastaneye yatışı önlemede aşı etkili olduğunu anlatan Prof.Dr. Salman, “Yatış gerekenlerde ise hastanede kalma süresi daha kısadır. Bu durum, hem hastanın daha kısa sürede iyileşmesi hem de tedavi maliyetlerinin azalması bakımından önemlidir. Diyabetliler enfeksiyonlara yatkın bireylerdir. Sıklıkla antibiyotik ihtiyaçları olur. Aşılama, antibiyotik direnci sorunu ile mücadele etmede de yardımcıdır. Erişkin yaştaki bir hasta daha önce hiç aşı olmamışsa önce konjuge aşı, bir yıl sonra polisakkarid aşı yapılmalıdır. Yaşı 65 veya daha fazla olan kişiler son aşıdan sonra 5 yıl veya daha fazla geçmişse polisakkarid aşı ile bir kez daha aşılanmalıdır” önerisi0de bulundu.
Farkındalık artmalı
Diyabetli hastaların zatürreye karşı farkındalıklarının yeterli olmadığını belirten Prof.Dr.Serpil Salman, “Ne yazık ki hastalarımız sigara bırakma, iyi kan şekeri kontrolü, aşılama, belirtileri fark edip zamanında sağlık kuruluşuna ulaşma gibi konularda yeterince bilgili değiller. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı'nın erişkin bağışıklama kapsamında diyabetli bireylerin gereksinimi olan tüm aşıları ücretsiz olarak verdiği de yeterince bilinmiyor” dedi.
Prof.Dr.Serpil Salman, diyabetlilerin zatürre konusundaki farkındalıklarının artması için birçok çalışma yapıldığını belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Hekimlerin diyabetli bireylerin aşılanması konusunda bilgilendirilmesi amacı ile ülkemizde bu konudaki önemli sivil toplum kuruluşları olan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diyabet Cemiyeti ve Diyabet Hemşireliği Derneği ortak bir rehber çıkardı. Diyabetle ilişkili kongre ve sempozyumlarda da aşıya ilişkin oturumlara yer verilmektedir. Hekimlerimizin ve diyabet hemşirelerinin eldeki imkanları bilmesi ve kullanması uygulamayı artıracaktır.”