İzmir Araştırmaları Derneği Başkanı, araştırmacı - yazar Yaşar Ürük, "Girit'ten İzmir'e bir hayatın fotoğraf tarihimiz açısından serüveni: Foto Resne" başlıklı sunum - konferansıyla Milli Kütüphane’nin “Perşembe söyleşileri”ne konuk oldu. Ürük, ilgiyle izlenen konferansta Foto Resne’nin sahibi Bahaeddin Bey’in yaşamından kesitler sundu.
Kent-Yaşam yazarı Yaşar Ürük, adını Knossos Sarayı kazılarıyla duyuran, sadece İzmir’i değil, aynı zamanda Efes, Bergama, Afrodisyas ve Agora ören yerlerini de fotoğraflayan İstanbul doğumlu Bahaeddin Bey’in Girit, İstanbul, Bodrum, Aydın, Nazilli, Mersin ve İzmir'de süren, İstanbul'da sona eren ilginç yaşam öyküsünü paylaştı.
Ürük, yaklaşık 200 fotoğrafla oluşturduğu sunumda, ilk fotoğrafçı dükkanını “Bahaeddin Fotoğrafhanesi” adıyla Girit'te açan, İzmir ve İstanbul'da ise "Foto Resne" adıyla çalışmalarını sürdüren Bahaeddin Bey’in yaşamı boyunca ahlak prensiplerinden, yoksullara yardım etmekten vazgeçmeyen, aydın, açık fikirli, girişimci bir insan olduğunu anlattı. Bahaeddin Bey’in mesleğindeki en önemli yardımcılarının, yıllar sonra kendisine çok önemli destekleri bulunan Hamza Rüstem ve Amcazadesi İbrahim Bey olduğunu söyledi.
Yunanistan'da önemli bir isim
Ünlü fotoğrafçı adına Yunanistan’da çok sayıda kitap basıldığını belirten Yaşar Ürük, ”Bahaeddin Bey, Yunanistan’da önemli bir isim. Çünkü Knossos Sarayı kazılarının yanında fotoğraflarıyla Girit’i, Kandiya’yı, Kos’u tarihe mal etmiş. Arkeolojik kazılarda çektiği fotoğraflar bugün çok değerli” dedi.
Ürük, sunumunda fotoğrafçının 1927 yılında geldiği İzmir'de "Foto Resne" adıyla dükkanını açtığını, 1937 yılına kadar kaldığı kentte çok sayıda İzmir fotoğrafı çektiğini anlattı. İzmir’de İkinci Beyler’de dükkanı olan fotoğrafçının İzmir Belediyesi için de çok önemli bir fotoğraf albümü hazırladığını, Arkeoloji Müzesi’nin ise resmi fotoğrafçısı olarak çalıştığını kaydetti.
Yaşar Ürük, sanatçının çektiği İzmir'e ilişkin 20 binin üzerinde fotoğraf bulunduğunu, fotoğraflarıyla İzmir’in sanayisini, ticari yaşamını, günlük yaşamını anlattığını belirtti.
Arkeolojik kazıların fotoğrafçısı
Atatürk ve İnönü’nün yanı sıra Piyer Loti, Talat Paşa, Mehmet Emin Yurdakul gibi ünlü kişilerin de fotoğraflarını çeken Bahaeddin Bey'in kazı fotoğrafçılığındaki başarısıyla adını duyurduğuna değinen Ürük, fotoğrafçının 1937 - 1948 yılları arasında Türk Tarih Kurumu'nun fotoğrafçısı olarak çalıştığını anlattı.
Bahaeddin Bey'in Türk arkeoloji tarihinin en önemli kazılarından biri olan Alacahöyük'ün yanı sıra Karaz ve Pazarlı'daki çalışmaları da fotoğrafladığını anlatan Ürük, “Alacahöyük kazılarında çıkartılan ve bir dönem Ankara’nın da simgesi olan Güneş Kursu’nun topraktan çıktığı ilk anı da Bahaeddin Bey fotoğraflayarak tarihe kaydetti” dedi.
“Bahaeddin Bey’in yetiştirdiği Hamza Rüstem ve Amcazadesi İbrahim Bey, sanatçının en önemli yardımcıları” diyen Yaşar Ürük, İzmirlilerin yakından tanıdığı fotoğrafçı Hamza Rüstem'in İzmir fotoğraf tarihindeki önemine de değindi. Ürük, “Girit’ten İzmir’e gelen Hamza Rüstem’in İzmir fotoğraf tarihindeki yeri unutulmaz. Hamza Rüstem, Cemal Yalkış ve Bahaeddin Bey, İzmir’in siyah-beyaz fotoğraf döneminin en önemli fotoğrafçıları. Hamza Rüstem’in torunlarının hala dedelerinin izinden gidiyor olması ise İzmir için büyük kazanç” diye konuştu.
Yaşar Ürük konferansın sonunda Bahaeddin Bey'in dedesinin amcası olduğunu da söyledi.