Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, var olan çevre koşulları nedeniyle 2050 yılına kadar dünyayı gıda ve su krizinin beklediğine dikkat çekti. Önümüzdeki 30 yılda her dakika ekilebilir arazinin 27 hektarının kaybedileceğini kaydeden Gökçüoğlu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ının susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacağını, artan nüfusla birlikte iki kat fazla gıda üretimine ihtiyaç duyulacağını anlattı.
Türkiye’nin gelecek senaryosunda tohum ihraç eder bir ülke haline gelmesini gerektiğini belirten İbrahim Gökçüoğlu, “Çok zaman kaybetmiş olabiliriz. Ama hiçbir şey için geç değildir. Atıl kalan toprakları, atıl işgücümüzü yeniden hayatla buluşturabilmeliyiz” dedi. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağı öngörüldüğünü anımsatan Gökçüoğlu, şu görüşleri dile getirdi:
“Dünyayı bekleyen yeni krizin adı gıda ve su krizidir. Bu nedenle tarım ve tarımsal sanayi öne çıkmaktadır. Tarım ihracatında ilk 10 ülkeye baktığımızda dünyanın en büyük ülkelerinin tarımı nasıl avantaja çevirdikleri, nasıl doğru kullandıkları da ortaya çıkıyor. Verimli büyük arazileri olsun veya olmasın, güneş görsün veya görmesin dünyayı beslemeye, geleceklerini güvence altına almaya gayret göstermişler. Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinin içinde aslında tarımın önemli bir payı olmadığı halde, verimli, sistemli ve teknolojik üretimle dünya tarımında söz sahibi olduklarını görüyoruz.”
İbrahim Gökçüoğlu, Türkiye’de nüfusun yüzde 20.6’sının, Hollanda’da yüzde 2’sinin, İsrail’de yüzde 4’ünün tarımla uğraştığını, ancak Hollanda’da kişi başına gelir 44 bin 300 dolar, İsrail’de 35 bin 728 dolar Türkiye’de ise son hesaplamalara göre 11 bin 14 dolar olduğuna dikkat çekti. Gökçüoğlu, “Türkiye’nin ekilebilir alan olarak tarıma elverişli alanı daha fazla, tarımla uğraşan işgücü kat be kat daha çok. Ama tarımdan daha az kazanıyor, verimi daha düşük. Türkiye’nin verimlilik sorunu her yerde ortaya çıkmaktadır ki; bu kabul edilebilir bir durum değildir. Sürdürülebilir de değildir” dedi.