Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, İzmir’de 7 bini aşkın otizmli çocuk bulunduğunu, otizmin toplumda yeterince bilinmediğini söyledi. Yaşar, otizm eğitiminde kazanılan deneyimlerin paylaşılması gerektiğine dikkat çekti.
Otizm konusundaki çalışmaları destekleyen, Güzelbahçe’de otizmli öğrencilerin eğitim görmesi ve sosyal yaşama kazandırılması amacıyla bir de okul yaptıran Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada “Otizm ayı" olarak kabul edilen nisan ayında ‘’Otizm ve Ergenlik’’ konulu bir panel düzenledi.
Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar yaptı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı (ABD) Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi Otizm Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Melda Akçakın, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özbakan, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Ayten Uysal Düzkantar ve ODER Otizm Derneği Başkanı Ergin Güngör’ün konuşmacı olarak katıldığı panele, İzmir’de otizm üzerine eğitim veren okulların öğretmenleri, rehberlik araştırma merkezi çalışanları, liselerin ilgili bölümlerinde eğitim veren ve öğrenim gören öğretmen ve öğrenciler ile otizmli çocukları bulunan aileler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Türkiye’de 1 miyona yakın, İzmir’de ise 7 bini aşkın otizmli bireyin yaşadığının tahmin edildiğini söyledi. Otizmin toplumumuzda yeteri kadar bilinmediğini ve farkındalığın artırılması için çalıştıklarını anlatan Selim Yaşar, sözlerin işöyle sürdürdü:
"Otizm, genelde erkek çocuklarda görülen ve X kromozomundaki tahribattan kaynaklanan bir durumdur. Otizmli çocuklar, fiziki şartlar tam olsa da iletişime büyük oranda kapalı olduklarından bireysel eğitim almaları zorunluluktur. Bu sebeple ailelerin öncelikli olarak bu farklılığı erken yaşlarda farketmesi ve hemen uzman kuruluşlara başvurup çocuklarını eğitime başlatmaları gerekiyor. Otizmli çocukların hepsi kendine özeldir ve farklıdır. Aile, doktor ve eğitimcinin iş birliği içinde sabırla çalışmaları gerekiyor. Ayrıca, kazanılan deneyimlerin paylaşılması da önemli. Biz, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı olarak, “Otizm farkındalık ayı"nda spesifik bir konuya ışık tutmaya çalışıyoruz."
Prof. Dr. Akçakın: Aileler sabırlı olmalı
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD Öğretim Üyesi ve Ankara Üniversitesi Otizm Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Melda Akçakın, “Otizmli bireyler iletişim kurmakta güçlük çektikleri için konuşmakta da güçlük çekerler. Empati duyguları zayıftır, düşünme, yargılama ve yorumlamada zorluklar yaşarlar. Bu sebeple erken tanı ve küçük yaşlarda eğitime başlamak çok önemli. Aileler sabırlı olmalı, iyi eğitim ile üniversiteye giren, çalışan, evlilik yapan ve bugün çocuk sahibi olan bireyler var" dedi.
Prof. Dr. Özbaran: Son yıllarda artış çok ciddi
Otizmde ergenlik döneminde görülebilecek psikiyatrik durumlar konusunda konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özbaran, "Artık çocuklar 6 aylıkken otizm tanısı alabiliyor. Son yıllarda çok ciddi artış gösteren otizmi anlamak için takip ve gözlem çok önemli. Otizm, erkek çocuklarda kız çocuklara göre 4-5 kat daha fazla görülebiliyor. Tam olarak tanısı konulamasa da yüzde 80 gibi genetik olduğu tahmin ediliyor" dedi. Prof. Dr. Özbaran "Çocuk ve ergen psikiyatristi, özel eğitim kurumu, okul, ev eğitimcisi ve ailenin işbirliği içinde birlikte çalışması çok önemli. Ergenlik sanıldığı kadar ürkütücü değil. Büyüme sürecinde doğru yollar izlendiyse ergenlik dönemi sıkıntısz atlatılabilir" diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Düzkantar: Cinsel gelişim fiziksel gelişime paralel
Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayten Uysal Düzkantar ise otizmli çocuklarda cinsel gelişimin fiziksel gelişime paralel geliştiğine dikkat çekti. Otizmli çocukların diğer çocuklar gibi doğumdan itibaren eğitime başlamaları, beden dokunulmazlığı, örtünme, izin alma, izinsiz fiziksel teması reddetme, bildirimde bulunma, iyi-kötü dokunma farkındalığı, kandırılmayla başa çıkma ve reddedilmeyi kabul etme konularında becerilerinin geliştirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
ODER Başkanı Güngör: Düzenli eğitim başarıyı getirir
Otizm Derneği Başkanı (ODER) Ergin Güngör ise panelde, ergenlik döneminde ergen otizmli ailesini zorlayan deneyimlerini ve erken dönem için önerilerini paylaştı. Ailelerin umudunu kaybetmemesi gerektiğini söyleyen Ergin Güngör, "Erken tanı ile düzenli bir eğitim verilirse başarı mutlaka gelecektir. Bugün üniversitede eğitim gören 7 Otizmli öğrenciden biri de benim oğlum ve ben onunla gurur duyuyorum. Ancak, Türkiye’de sadece 7 otizmli çocuk üniversitede eğitim görüyor, bu öğrencilerden 4’ü de Yaşar Üniversitesi’nde okuyor. Yaşar Üniversitesi’ne de bizlere sağladığı destek için teşekkür ediyoruz" dedi.