Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen Organ Naklinde Uyum İçin Teknik Destek Projesi kapsamında "Organ Bağışında Stratejik Ortak Olarak Medya Çalıştayı"nda, organ nakline ilişkin son veriler açıklandı ve medyanın rolü ele alındı. Proje takım lideri Dr. Lajos Kovacs, Türkiye'de organ nakli bekleyen hasta sayısının, kadavradan elde edilen organ sayısından kat kat fazla olduğuna dikkati çekti. Dr. Kovacs, "AB ülkelerinde kadavradan organ bağışı oranı Türkiye'de var olana göre 7-8 kat daha fazla. Türkiye, yeterli yoğun bakım servis yatağına sahip bir ülke olmasına rağmen, potansiyel organ bağış hedeflerine henüz ulaşamamıştır" dedi.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası da son verilere göre, organ bağışında aile ret oranının yüzde 77 olduğunu belirterek, bu oranla ihtiyacı olan kişilere organ bulma şansının çok zor olduğunu dile getirdi. Türkiye'de organ bekleyen hastaların ancak yüzde 16'sına organ bulunabildiğini anlatan Kapuağası, geçen yıl 1800 hastanın listede beklerken yaşamını yitirdiğini söyledi.
Arif Kapuağası, Türkiye'de 11 Kasım 2013 gününde böbrek nakli için bekleme listesindeki hasta sayısının 20 bin 830, karaciğer için 2 bin 48, kalp için 404, akciğer için 40 olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, Ocak 2013 ile Kasım 2013 arasında 2 bin 489 hasta için böbrek, bin 71 hasta için karaciğer, 50 hasta için kalp, 27 hasta için akciğer, 3 hasta için pankreas ve 1 hasta için ince bağırsak nakli yapıldığını dile getiren Kapuağası, ancak halen bağış sayısının dünyanın çok gerisinde olduğunu vurguladı.
Toplantıda söz alan Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel de Türkiye'de okuma yazma oranlarının oldukça düşük olduğunu, bu nedenle farkındalığın artırılmasında özellikle televizyon programlarının önemli yer tuttuğunu belirtti. Sertel, dizilerde, kuşak programlarında ve haberlerde bağış yapılması gerektiğine yönelik mesajların verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu konuda din adamlarına da önemli görevler düştüğünün altını çizen Sertel, bunun dışında başarılı kamu spotlarının yapılması gerektiği görüşünü söyledi. Edebiyatçısından sanatçısına, gazetecisinden iş adamına Türkiye’de rol model olmuş kişilerin organ bağışına dikkat çekmesinin önemine değinen Atilla Sertel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Medya da üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Konuyla ilgili halkı bilgilendirici haberlere daha sık yer verilmelidir. Her bir organın bir can demek olduğu anlatılmalıdır. Sağlık Bakanlığı da organ bağışı ile ilgili spot hazırlayarak halkın bilinçlenmesine katkı koymalıdır. Öte yandan halkın büyük bir çoğunluğu organ bağışının dini yönden sakıncalı olduğunu düşünüyor. Bu algıyı kırmak için Diyanet İşleri Başkanlığı yılda en az iki kez olmak üzere sadece organ bağışı ile ilgili vaazlar verilmesini, hutbeler okunmasını sağlamalıdır. Organ nakli bir gün hepimize gerekebilir, toplum bu duyarlılıkla hareket etmeli ve bağışta bulunmalıdır.”
Kalp nakli olmuş kişilerden birisi olan İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi, gazeteci Çağatay Çağlar da tanı konulmasından nakil gerçekleştirilene kadar olan öyküsünü katılımcılarla paylaştı. Nakil sonrası sağlığına kavuştuğunu anlatan Çağlar, "Üç yıldır bir başkasının kalbiyle yaşıyorum. Çok mutluyum. Toprakta çürümesin, canda yeşersin. Bunun için organlarınızı bağışlayın" dedi. Programa katılan 15 gazeteci de organ bağışında bulunarak kartını aldı.