Dokuz Eylül Üniversitesi Düşün Toplantıları’nın ikincisi, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Şadi Yenen’in sunduğu “Toplumun Güdülenmesinde Tıbba Yüklenen İşlev” konulu konferans şeklinde gerçekleştirildi. Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen konferansta, Prof. Dr. Yenen, tarihsel gelişim kapsamında tıbbın toplum sağlığıyla etkileşim sürecini irdeledi ve sonuçlarını değerlendirdi. Sağlık konusunun toplumların denetiminde önemli bir unsur olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yenen, bu anlamdaki denetimlerin ilk kayıtlarının ölüm raporlarının tutulması olduğunu söyledi. 1884’de tıp açısından büyük önem taşıyan, özellikle salgın hastalıklar açısından toplumları genel anlamda da etkileyen bir buluş olan ‘mikroorganizmaların tanımlanması’nın yapıldığını bildiren Prof. Dr. Yenen, bu buluşun ardından ilk olarak 1888’de Paris’te Pasteur Institute ve peşinden Berlin, St Petersburg, Londra ve Viyana’da peş peşe enstitüler kurulduğunu hatırlattı ve bu gelişmelerin sağlık alanında çok önemli adımlar olduğuna dikkat çekti. Böylesi oluşumlara paralel büyük sermaye gruplarının da, önceleri yardım amaçlı vakıflarla sağlık alanına giriş sürecinin yaşandığını anlatan Prof. Dr. Yenen, bu süreçteki amacı, üretkenliğin arttırmak ve kapitalist düzenin sürmesini sağlamak olarak yorumladı. Prof. Dr. Yenen, günümüze yaklaşırken, özellikle 1990’lardan sonra özel sektörün, çok uluslu şirketlerin tüm ağırlığıyla sağlık alanında belirleyici konuma ulaştığını belirtti. Dünya genelinde 2006 yılında 40 milyon, 2007’de ise 33 milyon insanın AIDS’li olduğunun açıklandığını bildiren Prof. Dr. Yenen, AIDS gibi hastalıkların artık biyopolitiğin konusu haline geldiğine işaret etti. Prof. Dr. Yenen, bugünün dünyasında gelişmiş batı ülkelerinin dünyanın neresinde olursa olsun hangi ülkede sağlık konusunda en ufak kıpırdanma olsa hemen gelip kontrol altına alma durumunda olduğunu ve hemen hemen tüm ülkelerin de ‘bilimsel’ yaklaşım olarak gördükleri bu durumu kabullendiklerini de anlattı.